Ailesi çok fakirdi. Hiç spor kıyafeti yoktu. | Open Subtitles | عائلت كانت فقيرة لم يكن يمتلك ابدا ثياب رياضة |
Aslında hiçbir şeyi yoktu. Ne huzuru, ne rahatı, ne de mutluluğu. | Open Subtitles | فى الحقيقه لم يكن يمتلك شيئا .. لا أمان .. |
Hiç bilgi yok, hiç gerekçe yok, neler döndüğünden hiç bir fikri yoktu. | Open Subtitles | لم يكن يمتَلك أي معلومات لم يكن يمتلك أي حقائق لمَ يعلم مالذي يجري. |
Amiral Battı'sı yoktu. Hiç oyunu yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديه "حرب السفن" لم يكن يمتلك أى لعبة. |
Onun Sizin Gibi Güzel Bir Kafası yoktu Gerçi- | Open Subtitles | .. لكنه مع ذلك لم يكن يمتلك شعرك الجميل |
Ama seninki gibi güzel saçı yoktu. | Open Subtitles | .. لكنه مع ذلك لم يكن يمتلك شعرك الجميل |
Çin ordusunun, düşman tanklarını yok edecek yeterlilikte silahı yoktu, onlar da eski bir savaş taktiğini uyguladılar. | Open Subtitles | الجيش الصيني لم يكن يمتلك أسلحة كافية... لتدمير دبابات العدو، فإستخدموا حيلة حرب قديمة. |
Kendi başına onları söküp atacak bir kalbi yoktu sadece. | Open Subtitles | لم يكن يمتلك القلب لازالتهم بنفسه |
Yani,o, onun hiçbir şeyi yoktu | Open Subtitles | اعنى انة لم يكن يمتلك شىء. |
Onun fazla zamanı yoktu. | Open Subtitles | لم يكن يمتلك الوقت |
Doakes'un teknesi yoktu. | Open Subtitles | و (دوكس) لم يكن يمتلك قارباً. |