Beni onlar hakkında esasen şaşırtan onların sadece iyimser olmaları değil, tabiri caizse gözüme biraz endişeli gözükmeleriydi. | TED | وما أثار ذهولي حولهم كان أنهم لم يكونوا فقط متفائلين، ذهلني توترهم، لانعدام كلمة أفضل. |
ve evde sadece annemin çektiği ya da aile üyelerimizin olduğu fotoğraflar yoktu. | TED | ولم يكونوا فقط صور التقطتها وصور لأفراد العائلة. |
sadece heyecanlı değillerdi, bize yardımcı olmak için orada olduklarını düşünüyorlardı | TED | لم يكونوا فقط متحمسين لوجدنا، بل استمروا في التفكير بأنهم حضروا لساعدوننا. |
Bir kızla erkek sadece arkadaş olamaz mı, bir işte ortak çalışma yürütemez mi? | Open Subtitles | الا يستطيع الشاب والفتاة ان يكونوا فقط اصدقاء ؟ فقط شركاء عمل ؟ |
Adamlar sadece yukarıdaki askere ateş etmiyormuş. | Open Subtitles | الرجال لم يكونوا فقط يطلقون على الضباط في الأعلى. |
Beliki de sadece birbirlerini koruyorlardır. | Open Subtitles | ربما يكونوا فقط يحمي كل منهم الاخر |
sadece çıkmak için değillerdi, değil mi? | Open Subtitles | لم يكونوا فقط للخروج.. أليس كذلك؟ |
sadece çıkmak için değillerdi, değil mi? | Open Subtitles | لم يكونوا فقط للخروج.. أليس كذلك؟ |
Jennifer ve Ryan sadece birer başrol arkadaşı değilmiş. | Open Subtitles | جينيفر " و " راين " لم يكونوا فقط " شركاء في المسرح |
Ve sadece işçiler de değildi. | Open Subtitles | ولم يكونوا فقط العمال |
Dediğim gibi, sadece tanıdığımız insanların değil tanımadığım insanların fotoğrafları vardı. Açıkçası, okulda öğrendiğim kadarıyla diğer insanların da tanımadığı insanlardı. | TED | (تصفيق) لكن، لم يكونوا فقط صور لرجال ونساء نعرفهم، لكن صور لأناس لم أعرفهم، إلى حد كبير، كان واضح جداً مما تعلمته بالمدرسة، أن بقية العالم لم يعرفوا أيضاً. |