Saçının bir teline bile dokunmamış olmayı dileyecekler. | Open Subtitles | سيتمنون لو أنهم لم يلمسوا شعرةً منها |
-Ve onun saçına ve eline dokunmamış olmayı dileyecekler. | Open Subtitles | سيتمنون لو أنهم لم يلمسوا شعرةً منها |
Ziyaretçilerden sergiye dokunmamalarını rica ediyoruz. | Open Subtitles | نسأل الناس أن لا يلمسوا المعروض أليس كذلك؟ |
Oteli ara ve hiçbir şeye dokunmamalarını söyle. | Open Subtitles | اتصلي بالنزل... وأكدي عليهم أن لا يلمسوا أي شيء. |
İnanamıyorum. Yemeklerime doğru dürüst dokunmamışlar. | Open Subtitles | لا يمكنني تصديق هذا، إنهم لم يلمسوا طعامي |
Bomba ekibi olmadan hiçbir şeye dokunmasınlar! | Open Subtitles | لا أريدهم أن يلمسوا أي شيء من دون حضور فريق المفرقعات |
Saçının bir teline bile dokunmamış olmayı dileyecekler. | Open Subtitles | سيتمنون لو أنهم لم يلمسوا شعرةً منها |
Cenaze görevlisi ayak parmaklarına dokunmamış. | Open Subtitles | اذا في الجنازة لم يلمسوا اصابع القدم |
Müfreze komutanı Teğmen Jonathan Kendrick'in adamlarıyla bir toplantı yaptığını ve Santiago'ya dokunmamalarını özellikle belirttiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أن قائد الفصيلة الملازم (جوناثان كندريك) عقد اجتماع مع الرجال و أمرهم بألا يلمسوا (سانتياجو) |
Teğmen Kendrick müfrezeye konuşma yaptı ve Santiago'ya dokunmamalarını emretti, onu önemsememeleri ihtimali hiç var mı? | Open Subtitles | عندما تحدث الملازم (كندريك) مع فصيلته و أمرهم بألا يلمسوا (سانتياجو) أهناك احتمال أن يكونوا تجاهلوه؟ |
Sen nasıl istersen. Fakat ayaklarıma dokunmasınlar. | Open Subtitles | كما تقولين ، ما داموا لن يلمسوا قدمي |