Bilimin gelişebilmek için açıklığa ihtiyaç duyduğunu ve doğaya ilişkin bilgilerimizin dünyadaki herkese ait olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | عَلمِ بأن العلم يحتاج الإنفتاح ليزدهر و أن معرفتنا للطبيعة يجب أن يمتلكها الجميع |
Erkeğe ait olan kişisel bir mal gibiydiler. | Open Subtitles | كشىء من ممتلكات الشخص والتى يمتلكها الرجل |
Amitiel de düştü, şimdi Sammael'e ait. | Open Subtitles | لذا، هي سقطت، والآن هو يمتلكها |
sahibi olduğu hurdalıkta çift vardiya çalışmış. Süper uykuluymuş. | Open Subtitles | ذكر هنا، أنه عمل ليلتها لفترتين في ساحة الخردة التي يمتلكها وأصيب بالنعاس |
Eğer izin verselerdi herkes bu yakayı veya şu gömleği... kullanmak için, falanca bunun sahibi diye, ruhsat almak zorunda kalırdı. | TED | ومن ثم أي شخص آخر يمكنه الحصول على ترخيص هذه الكفة أو هذا الكُم لأن "جو بلو" يمتلكها. |
O şerefsizin ve metro silahşörünün sahip olmadığı bir fayda. | Open Subtitles | فائدة لا يمتلكها هذا الأحمق و مُطلق الرصاص فى المترو |
Bunun yanında siyah sahipliğindeki işletmelerin desteklenmesinde proaktif kısmı alan biri olarak da görünmek isteyeceksiniz. | Open Subtitles | لكن أيضا كشخص قام بدور استباقي في دعم الأعمال التي يمتلكها السود. أجل، لكنني أدعمها. |
Bir adamın sahip olduğu sandalyelerden fazla kadın ile birlikte olması iyiye işaret değildir. | Open Subtitles | ليست علامة جيدة بالمرة عندما يكون عدد النساء التي يمارس الرجل معهن الجنس أكبر من عدد الكراسي التي يمتلكها |
Ambani kendine ait olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | الإعتماد ؟ يمتلكها "أمباني" ، أليس كذلك ؟ . إنه يقول بأنه يمتلكها |
- Evet, 1864'den beri aynı aileye ait. | Open Subtitles | هذا لطيف جداً - نعم - يمتلكها بنفس اسم العائلة منذ عام 1864 |
Edward Cobb adında birine ait bir danışma şirketi. Edward Cobb. | Open Subtitles | إنها شركة استشارية يمتلكها "إدوارد كوب". |
Bunun ne olduğunu biliyorum. Kime ait olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم ما هذا أعلم من الذي يمتلكها |
Anladığım kadarıyla Wynn Duffy'ye ait karavanın kısıtlı iç mekânında işler bayağı kötü gitmiş. | Open Subtitles | في المقطورة التي يمتلكها وين دافي |
Onlar başkalarına ait. | Open Subtitles | تلك يمتلكها آخرون. |
sahibi Cross demiştiniz. | Open Subtitles | أظنك قلتِ بأن كروس هو من يمتلكها. |
Hem bu döküntü tabloların hemde "The Daily Planet"in sahibi. | Open Subtitles | انه الرجل الذى يمتلكها و الكوكب اليومى |
Aynı E. koli müşterinizin sahibi olduğu bir çiftlikte üretilmiş. | Open Subtitles | نفس الـ " إيه. كولاي " نشأ في مزرعة يمتلكها وكيلك |
Şu anki seçmenlerimiz ve siyasetçilerimizin çoğu bunlar hakkında kişisel bir tecrübeye sahip değiller, ama milyonlarca ihtiyar Amerikalı sahip. | TED | معظم المصوتين والسياسيين الحاليين ليست لديهم أية خبرة شخصية في تلك الأمور، ولكن يمتلكها الملايين من مسني أمريكا. |
Bu yüzden onu sanat tarihi açısından sevdim. sahip olduğu kat kat nitelikleri sevdim. | TED | لذا أحببت ذلك، على المستوى التاريخي للفن، أحببت تلك الجودة التي يمتلكها على صعيد الطبقات. |
Onun işi yalnızca eşit fırsat mandasıyla geçinmek değil, bunun yanında Afrikalı-Amerikalı sahipliğindeki işletmelere de parasını doğrudan yatırmak. | Open Subtitles | أعماله لا تدعم فقط تكافؤ الفرص، لكنه أيضا يضع ماله الشخصي مباشرة مع أقواله عبر استثماره في الأعمال التي يمتلكها الأمريكان من أصل أفريقي. |
- Pekâlâ, Carl, demek istediğim siyah sahipliğindeki işletmelerin gerçekten desteklenmesi benimki gibi. | Open Subtitles | -حسنا، (كارل)، أنا أعني ... تدعم فعلا الأعمال التي يمتلكها السود... كالخاص بي. |
En kötü, en korkunç, en aşağılık ve en hain adamın şerefine içiyorum. | Open Subtitles | له رائحة كريهه و مقززة يمكن أن يمتلكها أحد |