O zaman senin, sana anlatilan rüyalarin gerçek dünyada neyi temsil ettigini söyleyen çizelge gibi bir seyin olmali. | Open Subtitles | حسناً, إذن لا بد أن لديك بعض المخططات أو شيء ما هنا تخبرك مالذي يمثله كل حلم في الواقع |
Öncelikle, Brexit sadece benim ülkem için değil, dünya için neyi temsil ediyor? | TED | أولاً، ما الذي يمثله خروج بريطانيا ليس فقط لبلدي، بل لنا جميعاً حول العالم؟ |
Fakat bu, büyük kamu organizasyonlarıyla özel sektörün, bizimki gibi girişimler için bir araya gelmesini temsil etmekte. | TED | ولكن ما يمثله هذا هو قدرة المنظمات الكبيرة العامة، والقطاعات الخاصة لتتعاون معًا من أجل مبادرات مثل مبادرتنا. |
Umarım bunun değerinin ve ne ifade ettiğinin anlamını kavramışsındır. | Open Subtitles | أتمنى أن تقدري أهمية مكان تواجدك و ما يمثله ذلك الأمر |
Gece yarısı uçtuğu zaman melek sence neyi sembolize ediyordu? | Open Subtitles | .. ما الذي كان يمثله الملاك عندما حلّق للأسفل في منتصف الليلة؟ |
Ama daha da önemlisi, Louboutin'in simgelediği şeyi alırlar: | Open Subtitles | و لكن الأهم من ذلك انهن يشترين ما يمثله هذا النوع |
Ayrıca yanında Todd tarafından canlandırılacak olan, ileri derece eşcinsel frizbi arkadaşın Lance'i getirmişsin. | Open Subtitles | إضافة إلى أنك احضرت (صديقك الشاذ (فرسبي (يمثله (تود |
Bu sözde mahkeme, Yıldız Filosu ve onun temsil ettiği şeyler... önünde diz çökmeli. | Open Subtitles | إن ما تسميه أنت محكمة يجب أن يركع أمام اسطول الفضاء ما يمثله |
Bu adamın temsil ettiği şeyden nefret etsem de, hala "Cosmo" dergisindeki "Fark edilmenin 5 yolu" yazılarını okuyorum. | Open Subtitles | اتعلمين بقدر ما اكره ما يمثله ذلك الرجل ما زلت اقرأ خمس طرق كي تتم ملاحظتك |
Evet, ama temsil ettiği şeyi düşün yani. | Open Subtitles | أجل، و لكن تفكر بم يمثله ذلك الخط فنجاحنا في تجربتنا هذه |
Belki de temsil ettiği şey ya da kişi yüzünden öyle bırakmıştır. | Open Subtitles | ربما تركه الجاني مكشوفا خصيصا بسبب ما يمثله |
Bu gece, bir ses, temsil ettiği kuşağı aşıyor. | Open Subtitles | الليلة , صوت واحد تجاوز الجيل الذي يمثله |
Çünkü Byron muhtemelen sana zıt bir kişiyi temsil ettiğinden "git" kelimesinden terliklerini atıp kaçana dek ağacı sallıyordu bu sen değilsin, dostum. | Open Subtitles | لأن ما يمثله بايرون وربما كان نقيض لك، ل كان يرتجف الشجرة من كلمة الذهاب |
Nakte çeviremiyorsun ama temsil ettiği şeyi bir düşün. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تصرفه ولكن انظر الى ما يمثله |
Senatörü temsil eden yayıncı sadece ondan ibaret değil. | Open Subtitles | إن المكتب الأعلامي، الذي يمثل السناتور، لا يمثله فقط |
Burada, dünya üzerindeki en güçlü adamın ofisindesin fakat İmparatorluğun neyi temsil ettiğine inandığından bile emin değilim. | Open Subtitles | ها أنت ذا في مكتب أقوى رجل على وجه الأرض، ومع هذا لست واثقة من إيمانك بما يمثله الرايخ. |
Ayrıca inanıyorum ki protomolekülün ne olduğunu ve insanlık için temsil ettiklerini de anlarsınız. | Open Subtitles | وأعتقد أيضا أنك تفهمين ما هو جزيء بروتو وما يمثله للبشرية |
Bu bilgilerle donatılmış olarak sonunda ben, parçalanmış benliğimi bir araya getirecektim. Her bir parçam farklı bir ses tarafından temsil ediliyordu, yavaş yavaş ilaçları bırakmaya başladım ve psikiyatriye, bu sefer öteki taraftan geri döndüm. | TED | كانت مسلّحة بهذه المعرفة، وفي نهاية المطاف كنت سأجمع شتات نفسي، كل جزء مني يمثله صوت مختلف، أنسحب تدريجياً من كل علاجاتي، وأعود إلى الطبيب النفسي، لكن هذه المرة من الجانب الآخر. |
Bu çekirdeğin somut simgeleri şunları temsil eder: | Open Subtitles | أنت تمثل تجسيدًا لما يمثله هذا الفيلق |
Mide asidimi yükseltiyor. İşte bana ifade ettiği şey bu. | Open Subtitles | إنه يجعلني أشعر بالحموضة هذا ما يمثله لي |
Üzgünüm Jamey, onun sana ne ifade ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | انا اسف يا "جيمي" كنت اعرف ما يمثله لكِ "والش" |
Raptiyelerde onları sembolize ediyor. | Open Subtitles | فهذا يتطلب عددا كبيرا من الأبراج هذا ما يمثله الدبوس المغروس |
Ve Iselinizm'in simgelediği her şeyden. | Open Subtitles | وكل ما يمثله .. |
Ayrıca yanında Todd tarafından canlandırılacak olan, ileri derece eşcinsel frizbi arkadaşın Lance'i getirmişsin. | Open Subtitles | و هي غاضبة لإنك لم تتصل إضافة إلى أنك احضرت (صديقك الشاذ (فرسبي (يمثله (تود |