Görünmez yolcu geçiyor sürekli, yaşamı taşıyor, hareket ediyor, dünya hissedip duydukça, o koruyor, güçlü ve heyecanlı, savruluyor. | TED | المسافر الخفيّ يمرّ إلى الأبد، حاملاً الحياة، والانتقال، فسقيفة الأرض قد شُعر بها وسمعت، بقوة وإثارة، وعصف. |
Zaman bizim için normal bir hızla geçiyor gibi görünse de aslında, kabarcığın içinde yıllar geçerken alanın dışında saliseler geçecek. | Open Subtitles | مع أنّ الزمن يبدو وكأنّه يمرّ بسرعة عادية لنا تمرّ سنوات داخل الفقاعة بينما يمرّ جزء من الثانية خارج الحقل |
Ölmek üzereyken, hayatınız gözlerinizin önünden geçer, derler. | Open Subtitles | يُقال أنك عندما تُحتضر يمرّ شريط حياتك أمام عينيك |
Güneş her geçen gün daha da yükseliyor ve ısınıyor. | Open Subtitles | تطلع الشمس علواً أكبر ويزداد دفئها مع كل يومٍ يمرّ |
Brakacam kendi geçsin . Eminmisin ? | Open Subtitles | سأدع الأمر يمرّ فحسب |
Kanı lanetlenmiş. Gece olunca dönüşüm geçiriyor. | Open Subtitles | خلال بعض لعنة الدمّ، هذا الرجل يمرّ به نوع من تحويل ليلي. |
Uzak bir galaksiden gelen ışık Dünya'ya gelirken başka bir galaksi veya galaksi kümesinin içinden geçiyor. | Open Subtitles | مايحدثُ هو أنّ الضوء القادم من مجرّة بعيدة يمرّ بمجرّة أو حتى كتلة مجرّات بطريقه نحو الأرض. |
Ona çok iyi davran, zor bir dönemden geçiyor. | Open Subtitles | أريدك أن تعامله بلطف. لأنّه يمرّ بوقت عصيب تلك الأيام. |
İnşallah en iyisi olur, çünkü zaman su gibi akıp geçiyor. | Open Subtitles | إذن،من الأفضل أن تأمل ذلك لأن الوقت يمرّ |
- Öğlen. Biraz geçiyor. | Open Subtitles | نحن مازلنا في الظهيرة لم يمرّ وقتٌ طويل .. |
Tabii ki babam zor bir dönemden geçiyor. | Open Subtitles | على مواصلة إتخاذ قرارات عمل ذكيّة، كما تعلمين لكن من المُؤكّد أنّ ما يمرّ به أبي |
Birçok insan travmadan geçer. Bunu bağımlılığa dönüştürmeden. | Open Subtitles | يمرّ كثير من الناس بصدمات دون أن يتحوّلوا للإدمان |
Gençler bu yaşlarda zor dönemlerden geçer! | Open Subtitles | هذا في العادة من أصعب الأوقات التي يمرّ بها المراهقين |
Bir kaç saniye sonra da yanından koşarak geçen beyaz bir adam görmüş. | Open Subtitles | بعد ثوان قليلة، قالت أنّها شاهدت رجلاً أبيضاً يمرّ بجانبها. |
Yemeksiz geçen her günün sonunda yaklaşık 1 kilo kaybediyorlar. | Open Subtitles | ،كلّ يوم يمرّ دون طعام يفقدون كيلو تقريباً |
Sorun yok, bırakın geçsin. | Open Subtitles | لا بأس، دعوه يمرّ. |
Hep umardım ki tam ölmeden önce hayatım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçecek ve harika şeyler göreceğim. | Open Subtitles | تمنّيت دائمًا، أنه قبل .. أن أموت مباشرّة سوف يمرّ شريط حياتي على عيناي .. و سأرى أمور جميلة |
Benden nefret ediyor. Şu anda yoksunluk sendromu geçiriyor. | Open Subtitles | جسده يمرّ بأعراض الإنسحاب وهو يتأقلم |
Bu boru tavandan doğru duvarın içinden geçip duşuna gidiyor. | Open Subtitles | هذا الأنبوب يمرّ عبر السقف وعبر ذلك الجدار يذهب إلى حمامك |
Zaman işliyor Doktor. | Open Subtitles | الوقت يمرّ أيّها الطبيب. |
Maddi sorunlar yaşadığını ve aile dükkanını kaybetme düşüncesine katlanamadığını... | Open Subtitles | يقول أنّه يمرّ بمتاعب ماليّة ولم يكن بإمكانه تحمّل فكرة فقدان متجر عائلته |
Ama doğduğundan beri kardeşim olarak yanımda olmana sevinmeden geçirdiğim tek gün bile olmadı. | Open Subtitles | لكن لم يمرّ يوم منذ ميلادك، إلّا واعتززت فيه بأنّك أختي. |