Bence nefret ediyor çünkü çok konuşuyorum. Bu onu rahatsız eder. | Open Subtitles | أظنّه يمقتني لكوني ثرثارةً، فهذا يُزعجه كثيراً، أوَتعلمين ذلك؟ |
Tabii bu bebekler benim değil ağlamayı kesmiyorlar ve şu anda bütün lokanta benden nefret ediyor. | Open Subtitles | عدا أن هاتين الطفلتين اللتين ليستا ابنيّ لا تبرحان البكاء، والآن يمقتني المطعم بأسره. |
Evet ama galiba o benden nefret ediyor. | Open Subtitles | أجل, ولكنّني أعتقد أنّه يمقتني |
Bir çok şey. Oğlum benden nefret ediyor. | Open Subtitles | العديد من الأشياء حسناً , أبني يمقتني |
Sadece... Ben sadece fende iyi değilim. Mr. Carl benden nefret ediyor. | Open Subtitles | لستُ جيّدة بمادّة العلوم, فالسيّد (كارل) يمقتني. |
Rick beni nasıl da öldürmekle tehdit etmişti. Adam benden acayip nefret ediyor. | Open Subtitles | أفكر في تهديد (ريك) بقتلي، وكم أنه جليًا يمقتني للنخاع. |
Rick beni öldürmekle tehdit etmişti, herif nasıl da nefret ediyor. | Open Subtitles | أفكر في تهديد (ريك) بقتلي، وكم أنه جليًا يمقتني للنخاع. |
Oğlum benim teşebbüsümden nefret ediyor. | Open Subtitles | ابني يمقتني |