Bizim pansiyonda kalıyor, çünkü kimsenin adamı değil. | Open Subtitles | ،إنه يمكث في مأوانــا .لأنه ليس لديه أحد |
Hiçbir şey hatırlamıyor. Şimdilik onlarda kalıyor. | Open Subtitles | إنه ضائع ، ولا يتذكر شيئاً وهو يمكث عندها الآن |
Hiçbir şey hatırlamıyor. Şimdilik onlarda kalıyor. | Open Subtitles | إنه ضائع ، ولا يتذكر شيئاً وهو يمكث عندها الآن |
Senede bir kez gelip, bir ay kalan ve senenin geri kalanında hiç görmediğin bir adam. | Open Subtitles | انه يأتي مرة في السنة، يمكث شهرا انتِ لا ترينه ابدا باقي السنة |
Asansördeki bir adam 'Billy Graham'ın bu otelde kaldığını duydum. | TED | وعلى متن هذا المصعد سمعت أحدهم يقول سمعت أن بيللي جراهام يمكث في هذا الفندق |
İş bulana kadar kalacak bir yere ihtiyacı var. | Open Subtitles | يحتاج إلى مكان يمكث به حتى يجد عملاّ جديداً و مكاناً جديداً |
Uyansa bile, ona bakmamız için burada birkaç gün kalması gerekiyor. | Open Subtitles | إذا أستيقظ، سوف يحتاج أن يمكث هنا لمدة يومين حتي يُمكننا مراقبته أيّ شيء أفضل له |
Onun vaktini harcamaya da kalkma çünkü çok uzun kalmayacak. | Open Subtitles | ولا تبدد وقته لأنه لن يمكث بالجوار لفترة طويلة |
Bazen gece yediye, sekize kadar onda kalıyor. | Open Subtitles | يمكث عندها أحياناً حتى السابعة أو الثامنة ليلاً |
Babam benimle birlikte kalıyor. Zamanımı mümkün olduğunca evin dışında geçirmeyi tercih ediyorum. | Open Subtitles | هو يمكث بمنزلي، والأمر أسهل إذا مكثتُ بمكانٍ آخر قدرما أستطيع |
Ama neden son zamanlarda bizim evimizde kalıyor? | Open Subtitles | ولكن لما يمكث معنا فى بيتنا هذه الايام ؟ |
Kurbanımız şehir dışına çıkmış, mutlaka bir yerde kalıyor olması lazım. | Open Subtitles | ضحيّتنا من خارج المدينة، لذا لابدّ أنّه كان يمكث في مكانٍ ما. |
"Doğruysa eğer onun Karen Llyod'un öldürüldüğü otelde kalıyor olması tesadüf değil." | Open Subtitles | إذا كان هذا صحيحا، فإنه لا يمكن أن يكون صدفة أنه كان يمكث في الفندق عندما قتلت كارن لويد |
Kardeşin ava çıktıysa tek bir yerde kalıyor olamaz. | Open Subtitles | أخوك يعيث افتراسًا، ولن يمكث في مكان واحد. |
- İkiniz hep birliktesiniz. - O benimle kalıyor sadece. | Open Subtitles | ـ كلاكما سوياً ـ إنه يمكث معيّ |
Bütün hafta yalnız başına kalan kadınlara böyle diyoruz. | Open Subtitles | هذا ما نطلقه على من يمكث هنا طوال الاسبوع |
Bekle, rock yıldızının burada kaldığını mı söyledin? Hı hı. | Open Subtitles | مهلاً, هل رأيتم النجم الموسيقي يمكث هنا؟ |
Yoni sadece yavrumun enerjisi düzelene kadar kalacak... | Open Subtitles | يوني فقط يمكث هنا حتى جروتي تشي تعود للنشاط |
Ona bu gece kalması için bir yer veririz diye düşünüyordum. | Open Subtitles | كنتُ آملُ نوعًا ما إذا كان يسعنا بأن نُعطيه مكانًا لكي يمكث فيه الليلة. |
Bizonlar ağaçlar arasında uzun kalmayacak. | Open Subtitles | لن يمكث البيسون طويلاً بين الأشجار |
Ayrıca aynı yerde uzun süre kalmıyor. | Open Subtitles | وهو لا يمكث مدة طويلة في مكان واحد |
En başından beri Tsui köşkünün yanında kalıyormuş. | Open Subtitles | إنّه يمكث بالقرب من منزل (تسوي) طوال هذه الفترة |
Milyon dolarları ve süper model kız arkadaşı var kaldığı yere bak. | Open Subtitles | ملايين الدولارات صديقة عارضة وهنا حيث يمكث |
Kocasının kilerde ya da herhangi bir yerde kalabileceğini söyledi. | Open Subtitles | وأنه يمكنه أن يمكث فى القبو أو أى مكان أخر |
Bu adamın bizimle kalmasına izin vererek tarih yazıyoruz. | Open Subtitles | نحن نصنع التاريخ بجعلنا هذا الفتى يمكث معنا |