Hatta bir dahaki oyun için birkaç çeyreklik alacağıma da güvenebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك حتى الوثوق بأني سأحضر المزيد من الأرباع النقدية للعبة القادمة |
Hatta tamir bile ettirebilirsin zaten hep bunu istiyordun. | Open Subtitles | لو كان لدينا هذا المال,فلن نحتاج لبيع هذا البيت, بل يمكنك حتى اصلاحه. |
Hatta posta çeki zarfı bile kullanabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك حتى أن تحرري شيكاً و تظرفيه بالبريد |
Dış dünyada ise, öyle olmadığı her an hatırlatılır ve olayların temelini dahi bulamazsınız. | TED | في العالم الخارجي، تُذكّر في كل لحظة أنك لا تملك زمام الأمور بل لا يمكنك حتى الوصول إلى حقيقة الأشياء |
Benim için nasıl olduğunu hayal edebiliyor musun? | Open Subtitles | هل يمكنك حتى أن تتخيّل كيف كان الأمر بالنسبة لي؟ |
Genellikle yasal sistem çökmüştür ve bu yüzden araziye bile erişemezsiniz. | TED | وعاده النظام القانوني محطّم إذا لا يمكنك حتى الحصول على أرض |
Hatta posta çeki zarfı bile kullanabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك حتى أن تحرري شيكاً و تظرفيه بالبريد |
Hatta, ona koca bir hastaneyi alırsın. | Open Subtitles | يمكنك حتى أن تشتري لها مستشفى كامل، فهمت؟ |
Hatta kendi gülünü yapıp ismini bile verebiliyorsun. | Open Subtitles | يمكنك حتى أن تصنع نوع خاص بك ثم تسميته على نفسك |
Hatta onu göremezsiniz bile. Aynı anda hem rahatsız edici, hem de heyecan verici. | Open Subtitles | لا يمكنك حتى رؤيتها إنه شيء مزعج و مثير في نفس الوقت |
Hatta kısa bir süreliğini insanları kandırabilirsiniz bile. | Open Subtitles | ربما يمكنك حتى خداع الناس، من أجل فترة قصيرة.. |
Hatta gri saçlarımı kalemle boyayabilirsin. | Open Subtitles | كما تعلمون، يمكنك حتى تلوين شعري الرمادي بقلم اسود |
Hatta doğru olarak kullanmayı biliyorsan, bir adamı bile dilim dilim doğrayabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك حتى ان تقطع فيها رجلاً اذا استخدمتها بشكل صحيح |
Günün birinde Başbakan, Hatta benim için Kardinal kadar kıymetli olabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك حتى أن تكون الوزير الأول لي يوما ما وأن تكون عزيز عليّ كما كان هو. |
Bu seni tüketiyor. Hatta doğruyla yanlışı bile ayırt edemiyorsun. | Open Subtitles | إنه يستهلكك، لا يمكنك حتى تفريق الصواب من الخطأ |
Elimde en yenileri var. Hatta test bile edebilirsiniz. | Open Subtitles | لدي كل ما هو جديد يمكنك حتى تجربة واحد منهم |
"Beni tutsak edebilirsiniz, bana işkence yapabilirsiniz, "Hatta bedenimi yok edebilirsiniz, "ama zihnimi asla tutsak edemeyeceksiniz." | Open Subtitles | يمكنك تكبيلي ويمكنك تعذيبي يمكنك حتى أن تدمر هذا الجسد ولكنك لن تتمكن أبدًا من حبس فكري |
Kızılötesi gözlük dahi takamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك حتى ارتداء نظارات تعمل بالأشعة تحت الحمراء |
Ayakta dahi duramıyorsun! | Open Subtitles | لا يمكنك حتى التركيز علي لا يمكنك حتى النهوض |
Bunun gibi bir şeyle neler yapabileceklerini tahmin edebiliyor musun? | Open Subtitles | هل يمكنك حتى أن تتصور ما يمكنك القيام به بمثل هذا الشيء؟ |
Şu an ne durumda olduğunu hayal edebiliyor musunuz? | Open Subtitles | هل يمكنك حتى تخيل ما سيمر به الآن؟ |
Bazı gerçeklikler kadar büyük. Kaçmayı düşünmen olası bile değil. | Open Subtitles | حجمه بمثابه حجم بعض العوالم لا يمكنك حتى التفكير بالهروب |
Yeni arkadaşlar edinebilirsin. Belki bir kız arkadaşın bile olur. | Open Subtitles | يمكننا مقابلة أصدقاء جدد يمكنك حتى التعرف على فتاة جديدة |