Sadece ben miyim? , yoksa sen de paltosunun arasından göğüslerini görebiliyor musun? | Open Subtitles | هل هو انا فقط ، أم يمكنك رؤية أشيائه خلال معطفه؟ |
Sadece ben miyim? , yoksa sen de paltosunun arasından göğüslerini görebiliyor musun? | Open Subtitles | هل هو انا فقط ، أم يمكنك رؤية أشيائه خلال معطفه؟ |
Pek çok şeyi görebilirsin. Bu ölüm sebepleri olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | يمكنك رؤية كثير من الأشياء لكن لا يجعلها هذا سبب الوفاة |
Kanal taktığımız ilk çocuklara bakarsan, bir yıl içinde farkı görebilirsin. | Open Subtitles | أول طفلين زرعنا لهم القناة، يمكنك رؤية الفرق خلال عام فقط. |
El ve ayak bileklerindeki aşınmayı görebilirsiniz göğsünde de morluk var. | Open Subtitles | يمكنك رؤية تآكلاتٍ على معصميه و كاحليه، و كون جذعه شاحبًا. |
Yanılıyorsun. Bence burası harika. Yolu bile göremiyorsun. | Open Subtitles | إنكِ مخطئة، شيءٌ رائع، حتى لا يمكنك رؤية الطريق. |
Ama ışık ışınını göremiyor olmanız çok tuhaf, sadece size çarpanı görebiliyorsunuz. | TED | ولكن من الغريب أنك لن يمكنك رؤية شعاع الضوء ، يمكنك ان ترى فقط ما يسقط عليه. |
Bilmiyorum, ama belli ki hasta. görebiliyorsun değil mi? | Open Subtitles | لا أعلم ولكنها مريضة ألا يمكنك رؤية ذلك؟ |
Hangisinin güç kaynağına bağlı olduğunu görebiliyor musun? | Open Subtitles | هل يمكنك رؤية أيهم موصول بمصدر الكهرباء ؟ |
Filminde sırtında bir boşluk var, böylece geleceği görebiliyor. | Open Subtitles | في الفيلم كان هناك فراغ على ظهره يمكنك رؤية المستقبل من خلاله |
Yani mantarları yediğinde geleceği görebiliyor musun? | Open Subtitles | إذن عندما تأكلين الفطر يمكنك رؤية المستقبل؟ |
Ama içeriden dışarıdaki her şeyi görebilirsin. | Open Subtitles | ولكن من الداخل، يمكنك رؤية كلّ ما يجري بالخارج |
Banyoya uzanırsan belki bir şey görebilirsin. | Open Subtitles | إذا استلقيت في حوض الاستحمام يمكنك رؤية أي شيء |
Siyah ojeyle kapattığım yeri görebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك رؤية المكان الذي صقلته وحشوته بالمسامير السوداء |
İşte burada onu tutan plakayı görebilirsiniz ve konmakta olan implantları görebilirsiniz-- böylece tek operasyonda bunu başardık ve bunu. | TED | هنا يمكنك رؤية اللوحة تثبته، ويمكنك ان ترى الزرع يتم وضع في -- وهكذا في عملية واحدة انجزنا هذا وهذا. |
Demek istediği, gökyüzünü görebilirsiniz ve güneşi deneyimleyebilirsiniz. | TED | حيث أنه يمكنك رؤية السماء ويمكن ان تستمتع بضوء الشمس |
Ama burada insanların dünyada Google'ı nasıl kullandığını görebilirsiniz. | TED | لكن هنا يمكنك رؤية العالم كيف يستخدم الناس قوقل. |
Sen göremiyorsun ama, değişik hareketler yapıyorum şu an sana. | Open Subtitles | لا يمكنك رؤية الأمر لكني أرفع لك أصبعا حاليا |
Kolum kadar uzun o listeyi göremiyor musun? | Open Subtitles | ألا يمكنك رؤية القائمة التي بطول ذراعي ؟ |
Uydularla tüm dünyayı görebiliyorsun. | Open Subtitles | يمكنك رؤية العالم من خلال الاقمار الصنااعيه |
Unut gitsin Bart. Dışarısı o kadar aydınlık ki ...gökte Fox uydusundan başka bir şey göremezsin. | Open Subtitles | انسى، إن السماء ساطعة في الخارج لا يمكنك رؤية شيء سوى قمر شبكة فوكس |
Memecikten çıkan birden fazla lif görebiliyorsunuz çünkü her memeciğin üzerinde uçlar bulunur. | TED | يمكنك رؤية عدة الياف تخرج من عضو الغزل ,لانه كل مغزل يوجد به عدة منافذ |
Ama parçaları birleştirip yukarıdan bakınca resim görünüyor. | Open Subtitles | إن وضعتها معا يمكنك رؤية الصورة الكاملة |
Bu, gerçek bir uçan kefal balığı ve gerçek zamanlı olarak ona bakarsanız aslında süzülme hareketi yaptığını bile göremezsiniz, çünkü çok hızlı. | TED | هذه سمكة شعاعية الزعانف حقيقية، وإذا رأيتها في الحقيقة، فلا يمكنك رؤية حركتها المروحية لأنها سريعة للغاية. |
O kıza çok değer veriyordu. Ne yaptığını görmüyor musun? | Open Subtitles | إنه مهتم بتلك الفتاة كثيراً ألا يمكنك رؤية ماقمت به؟ |
Oysa tam burnunun dibindekini göremedin. | Open Subtitles | حيث يمكنك رؤية ما هو أمامك مباشرة |
Solda, mağaranın içinde sağdayken, girişi görebilirdin. | Open Subtitles | في أقصى اليسار عندما دخلنا إلى داخل الكهف يمكنك رؤية المدخل |