İyileşmesini umut edip beklemekten başka yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | ولاشيء يمكننا أن نفعله غير أن ننتظر ونتمى الخير |
Ve bunun hakkında yapabileceğimiz bir şeyler var mı ona bakmalıyız. | Open Subtitles | لنرى إن كان هناك شيء يمكننا أن نفعله بخصوص هذا |
Eğer şehrinizin güvenliğini sağlamak için yapabileceğimiz bir şey var ise emrinizdeyiz. | Open Subtitles | إذا هناك أي شيء يمكننا أن نفعله لضمان الأمن لمدينتكم الرفيعة أذن نحن تحت تصرفكم |
Şimdi, senin için yapabileceğimiz başka bir şey var mı? | Open Subtitles | هل من شيء آخر يمكننا أن نفعله لك؟ |
Pekala, birlikte yapabileceğimiz bir şey buldun mu? Asla olmayacak. | Open Subtitles | حسناً، هل فكرت بالشيء الذي يمكننا أن نفعله معاً؟ |
Birlikte yapabileceğimiz bir şey düşünüyordum ve sanırım buldum. | Open Subtitles | حسنا , الآن , أنا كنت أحاول , أكتشف شيئا ما يمكننا أن نفعله سوية وأعتقد أنا وجدته |
yapabileceğimiz bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بد من أن هناك شيئاً ما يمكننا أن نفعله |
Sizin için yapabileceğimiz bir şey var mı Bay Temple? | Open Subtitles | هل هنالك شيء يمكننا أن نفعله لك يا سيد (تيمبل)؟ |
Biz ya yapabileceğimiz bir şey gerçekten yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكننا . أن نفعله نحن أيضاً |
Onu geri getirebilmek için yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك ما يمكننا أن نفعله لإسترجاعها |
yapabileceğimiz bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | لابد هناك شيئا ما يمكننا أن نفعله |
Bu arada senin için yapabileceğimiz bir şey varsa... | Open Subtitles | و في أثناء ذلك, إن كان هناك أي شيء يمكننا أن نفعله لدعمك... |
yapabileceğimiz bir şey kaldı. | Open Subtitles | هناك أمر وحيد يمكننا أن نفعله |
Evet, yapabileceğimiz bir şey olursa... | Open Subtitles | إن كان هناك أي شيء يمكننا أن نفعله... |
Senin için yapabileceğimiz başka bir şey var mı Henry? | Open Subtitles | هل هناك شىء آخر يمكننا أن نفعله من أجلك يا "هنرى"؟ |