Tüm klan sakin olursa, onları ellerine geçirirler. Hiçbir şey yapamayız. | Open Subtitles | بما أن العشيرة في جانبهم لا يمكننا فعل شيء |
Yoksa hiçbir şey yapamayız ve de Evan'la konuşmanın da bir yolunu bulmalıyım. | Open Subtitles | عدا ذلك لن يمكننا فعل شيء ولن نكتشف طريقة للتحدث مع، إيفان |
Üzgünüm ama şuanda onun için yapabileceğimiz bir şey yok. Hemen limana gitmeliyiz. | Open Subtitles | أنا متأسف لا يمكننا فعل شيء حيالها الآن علينا الوصول إلى مرفأ السفن |
Zamanında varsak bile, kadın için yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | لا يمكننا فعل شيء بخصوص المرأة حتى وان امسكتهم في الوقت المناسب |
Belki bir dahaki sefere benim vurulmamı içermeyen bir şey yapabiliriz. | Open Subtitles | ربّما بالمرّة التالية يمكننا فعل شيء لا يشمل طعني ولا إرداءي. |
Herif gözümüzün önünde 7 kişiyi indirdi ve hiçbir şey yapamıyoruz. | Open Subtitles | أباد هذا الرجل سبعة أشخاص أمامنا ولا يمكننا فعل شيء... |
Birbirimiz olmadan ikimizin de yapacağı bir şey yok | Open Subtitles | بدون بعضنا لا يمكننا فعل شيء |
Bir katil burada, karşıda yaşıyor ve bizim yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أن هناك مجرماً ، يعيش هنا في شارعنا و لا يمكننا فعل شيء حياله |
Hukuki yardım sağlayabiliriz ama resmi bir dava dilekçesi olmadığı sürece hiçbir şey yapamayız. | Open Subtitles | يمكننا تقديم المشورة ، لكن بدون شكوى رسمية لا يمكننا فعل شيء |
Bütçe kesintileri hakkında bir şey yapamayız, | Open Subtitles | لا يمكننا فعل شيء حيال الميزانية الحكومية |
- Anlıyorum. Ama sen asit bulutunu devre dışı bırakana kadar bir şey yapamayız. | Open Subtitles | أنا أسمعكَ و لكن لا يمكننا فعل شيء حتى تعطّل الضباب الحامضي |
Kaybettiğimiz suçlu oyları için bir şey yapamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا فعل شيء بشأن الأشخاص الذين يصوتون بـ غير مذنب، فقد خسرناهم. |
Bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | بهذه الأثناء، مازالوا يملكون رجالاً على الأرض لا يمكننا فعل شيء حيال هذا |
Korkarım yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | واخشىأنهلا .. لا يمكننا فعل شيء |
Korkarım yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | لسوء الحظ، لا يمكننا فعل شيء بخصوص ذلك |
Belki bu hafta sonu ikimiz beraber eğlenceli bir şey yapabiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكننا فعل شيء مرح بعطلة نهاية الأسبوع معًا |
Böyle bir şey yapabiliriz mi diyorsun? | Open Subtitles | تعتقدى انه يمكننا فعل شيء مثل ذلك؟ |
Onlar için burada bir şey yapamıyoruz zaten. | Open Subtitles | لا يمكننا فعل شيء لهم هنا |
Birbirimiz olmadan ikimizin de yapacağı bir şey yok | Open Subtitles | بدون بعضنا لا يمكننا فعل شيء |
Ama, yapabileceğimiz hiçbir şey olmadığını söyledi, dimi? | Open Subtitles | لكنه قال أنه لا يمكننا فعل شيء, صحيح؟ |
Belki başka bir şey yaparız. | Open Subtitles | ربّما يمكننا فعل شيء آخر. |
Birlikte bir şeyler yaparız diye düşündüm. | Open Subtitles | كنت أعتقد ربما يمكننا فعل شيء هاديء مثلاً أن أقوم بطهو العشاء |