Benden nefret ettiğini biliyorum. Bu konuda yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | أعلم بأنك تكرهني لا يمكنني فعل شئ حيال ذلك |
Bayan, suç işlediğine dair delil olmadan yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | سيّدتي ، دون إثبات الفعل الإجرامي لا يمكنني فعل شئ |
Babam da alçak sesle şöyle fısıldıyordu, "Ben en genç erkek kardeşim, yapabileceğim bir şey yok. | TED | وغمغم ابي في صوت منخفض, "أنا مجرد الأخ الأصغر, لا يمكنني فعل شئ. |
- Biraz mı? - yapabileceğim bir şey yok. Öncelikle satıcı kurallarını gözden geçirmem lazım. | Open Subtitles | -لا يمكنني فعل شئ حتى أتفحص القوانين الخاصة بالباعة |
Robert bütün bunlardan sonra hala başkan olmak istiyorsan ve yapabileceğim bir şey varsa, beni ara. | Open Subtitles | . . (روبرت) , لو بعد كل هذا مازلت تريد ان تكون رئيساً و لو يمكنني فعل شئ , اتصل بي |
- yapabileceğim bir şey yok Nick. | Open Subtitles | لا يمكنني فعل شئ "بهذا الخصوص "نيك |
yapabileceğim bir şey yok mu? | Open Subtitles | -هل يمكنني فعل شئ ؟ |