Hiç kimse kendini on kelimeyle tarif edemez. | Open Subtitles | لا أحد يمكنهُ أن يَصِفَ نفسَهُ في عشرِ كلمات |
Böyle müdahale edemez. | Open Subtitles | إنهُ لا يحقُ له فعل ذلك ؛ لا يمكنهُ التدخل هكذا |
Bunlar ciğerlere nüfuz edemez. | Open Subtitles | والذي لا يمكنهُ العومَ أو النفاذَ إلى الرئتين |
Sayın misafirler ve konuklar çocuğu olan birinin bu belirsizlikle yaşamanın ne kadar kötü olduğunu tahmin edebilir. | Open Subtitles | ضـيوفنـا الأعـزاء . مشاهديـنا الكرام أي شخـص لـديه طـفل يمكنهُ أن بالتـأكيد أن يتــصور |
Gücü olsun olmasın, baban bize yardım edebilir. | Open Subtitles | بقوةٍ أو بدونِ قوةٍ والدكِ يمكنهُ مساعدتنا |
Kim edebilir onu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أظن أن أحدً يمكنهُ فعل ذلك |
Artık hareket edemez. Bana kristali ver. | Open Subtitles | لا يمكنهُ أن يتحرك الآن ناولني البلورة |
- Yardim etmek için. - Kimse bana yardim edemez, ölüyorum ben. | Open Subtitles | لمساعدتكَ - لا احدَ يمكنهُ مساعدتي ، انا احتضر - |
Bana kimse yardım edemez. | Open Subtitles | لا أحد يمكنهُ مساعدتي |
Sana şu an yardım edemez! | Open Subtitles | لا يمكنهُ مساعدتكَ الآن! |
Kimse bizim ELAM'ımıza ihanet edemez. | Open Subtitles | ! (لا أحد يمكنهُ أن يخون (إيلام |
Onun kalp sorunu var. Seyahat edemez. | Open Subtitles | -لديه مشكلة في القلب، لا يمكنهُ السفر . |
Bir başına yerel hükümeti nasıl alaşağı edebilir ki? | Open Subtitles | كيف يمكنهُ مقاتلة حكومة محلية بمفرده؟ |
Kim edebilir onu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أظن أن أحدً يمكنهُ فعل ذلك |
Özenle seçtiğimiz jürimizi makyajlayabilir mesajlarımız merkez ağzıyla tercüme edebilir bu şekilde dinleyicilerimizle daha yakın bir bağ kurarız. | Open Subtitles | وبالنظر إلى هيئة المحلّفين.. التي إخترناها بعناية، يمكنهُ أن يترجم رسالتنا بإسلوب "أهل المدينة" الذي |
O bize yardım edebilir. | Open Subtitles | يمكنهُ مساعدتنا. |