Ne? bunu yapamaz. Neden dolayı, sayın yargıç? | Open Subtitles | لا يمكنه ذلك بأي شريعة حضرة القاضي ؟ |
Ama bunu yapamaz. Bu olanaksız. | Open Subtitles | لكن لا يمكنه ذلك ، هذا مستحيل |
- Evet, verilebilir. - İyi bir yazar bunu yapabilir. - Sen o kadar iyi değilsin. | Open Subtitles | نعم , الكاتب الجيد يمكنه ذلك انت لست جيد لهذه الدرجة |
Gemi kaptanları bunu yapabilir, değil mi? | Open Subtitles | كابتن السفينة يمكنه ذلك ،الايمكنه? |
bunu yapabilecek tek kişi benim. Bu işin kaynağında olan benim! | Open Subtitles | أنا الشخص الوحيد الذي يمكنه ذلك فأنا هنا في مصدر القرار |
Niyetim sizi hapse attırmaktı ve bunu yapabilecek biriyim. | Open Subtitles | انا كنت انوي ادخالك السجن وانا الوحيد الذي يمكنه ذلك |
Etkileyebilir. | Open Subtitles | يمكنه ذلك. |
Hayır, o adam bunu yapamaz. | Open Subtitles | لا، بطلنا لا يمكنه ذلك |
Maalesef. Barry bunu yapamaz. | Open Subtitles | (باري) لا يمكنه ذلك |
Maalesef. Barry bunu yapamaz. | Open Subtitles | (باري) لا يمكنه ذلك |
Erkek arkadaşım Eddie bunu yapabilir. Gazete için çalışıyor. | Open Subtitles | صديقي "إيدي" يمكنه ذلك إنه يعمل بالصحافه |
Jonah bunu yapabilir. | Open Subtitles | (جون) يمكنه ذلك |
İçimizden birinin yetkili personel listesine girmesi gerekiyor ve bunu yapabilecek tek kişi var. | Open Subtitles | و نحتاج أن يكون أحدنا ضمن قائمة المصرح لهم و هناك شخص واحد يمكنه ذلك |
O zaman bunu yapabilecek tek insanla konuşmalısın. | Open Subtitles | عليك إذاً أن تذهب وترى الشخص الذي يمكنه ذلك. |
Ve sen bunu yapabilecek tek kişisin. | Open Subtitles | وأنت الوحيد الذي يمكنه ذلك |
Etkileyebilir. | Open Subtitles | يمكنه ذلك. |