Ne yazık ki, vefat etti ve bugün benim ve çocuklarımın gördüğü başarıyı göremiyor. | TED | ومن المؤسف أنه توفي ولا يمكنه رؤية النجاح مثلما نراه أنا وأولادي اليوم. |
Bu çocuk öyle öfke ile dolu ki sadece belirtileri algılayabiliyor problemi göremiyor. | Open Subtitles | هذا الفتى مليئ جداً بالغضب لدرجة أنه يرى عرض فقط. لا يمكنه رؤية المشكلة. |
Her şeyi gören ve tüm ayrıntısıyla hatırlayabilen birine ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج شخص من يمكنه رؤية كلّ شيء وتذكّر كلّ شيء. |
O haritaların her biri bütünü değil, sadece parçayı gören biri tarafından çizilmiş. | Open Subtitles | كل واحدة من هذه الخرائط رسمت بواسطة شخص يمكنه رؤية صورة جزئية، ليس صورة كاملة |
Onun efendileri geleceği görebilir ve hatta ölüleri bile diriltebilir. | Open Subtitles | سيدهم فقط يمكنه رؤية المستقبل وربما ايضاً يبعث الموتى |
Onla devam edemeyeceğini herhangi biri görebilir. | Open Subtitles | أي شخص يمكنه رؤية أنه لن ينتهي بكِ المطاف معه. أنّى لك أن تعرف؟ |
Kabaca şekilleri görebiliyor, ama el işareti ya da jest kullanmayın. | Open Subtitles | يمكنه رؤية الاشكال ولكن لا تستخدمي أي إشارات باليد |
Yargıç efendi hayaletleri görebiliyor! | Open Subtitles | لماذا سيدي الشاب يمكنه رؤية الاشباح؟ |
Bir düğme kaybetmişsen ne olmuş, yani... | Open Subtitles | - إنه يمكنه رؤية ذلك بكل وضوح .. |
Önünde kameraman yerde sürünüyor korkudan titriyor, kasktan bir metre ötesini göremiyor. | Open Subtitles | أمامه ، مصوّر مرتعب يزحف متقدما مرتعشا من الخوف، لا يمكنه رؤية أبعد من خوذته |
Sadece ruhları senin gibi göremiyor diye gururu biraz incindi o kadar. | Open Subtitles | بل كبريائه مخدوش بعض الشيء طالما لا يمكنه رؤية الأرواح مثلك |
infrared portunu göremiyor. | Open Subtitles | لا يمكنه رؤية مكان الاشعه تحت الحمراء |
- Adam, şeylerin üst tarafını göremiyor. - Oz, gitmeliyim. | Open Subtitles | الرجل لا يمكنه رؤية الجانب الآخر من الأمور - أوز، عليّ أن أذهب - |
Kalbimin içini gören biri. | Open Subtitles | أحد ما يمكنه رؤية ما بداخل قلبي |
Pekçok garip olayla karşılaştık, ama geleceği gören biriyle hiç tanışmadık. | Open Subtitles | (لقد واجهنا الكثير من الظواهر الغريبة,يـ(جوناس كوين لكننا لم نتقابل بعد مع أي شخص يمكنه رؤية المستقبل |
Çünkü inanılmaz güçlü bir mikroskobu vardır ve yüzümü görebilir. | Open Subtitles | لأن لديه مجهر قوي جداً و يمكنه رؤية وجهي. |
Herif dışarda. Tatlım, yaptığımız herşeyi görebilir | Open Subtitles | هذا الرجل موجود بالخارج يا حبيبتي، يمكنه رؤية ما نفعل |
Ama dikkat eden herkes bunu görebilir. | Open Subtitles | ولكن أي شخص يراقب الأمور عن كثب يمكنه رؤية ذلك |
Big Brother isimliğini görebiliyor. | Open Subtitles | الأخ الكبير يمكنه رؤية بطاقة هويتك. |
Lynch öyle bir yere yerleşmiş ki tüm giriş çıkışları görebiliyor. | Open Subtitles | كما فعلت مع "رامون" ؟ "لينش" اختار لنفسه موقعاً, حيث يمكنه رؤية جميع الاتجاهات. |
- Geleceği görebiliyor. | Open Subtitles | يمكنه رؤية المستقبل |
Bir düğme kaybetmişsen ne olmuş, yani... | Open Subtitles | - إنه يمكنه رؤية ذلك بكل وضوح .. |