Yüzü bandajlı bir adamın yapabileceği fazla bir şey yok. | Open Subtitles | رجل مثلي بضمّادات على وجهه لا يوجد ما يمكنه فعله |
Ne yazık ki, onun da bu sefer Albay O'Neill için yapabileceği hiç bir şey yok. | Open Subtitles | للأسف , لايوجد شيء يمكنه فعله للكولونيل أونيل هذه المرة |
yapabileceği bir şey yok. Onlar zaten ölü sayılırlar. | Open Subtitles | لايوجد شيئ يمكنه فعله هما ميتتان على احسن تقدير |
Ve yıllar sonra, O'na verilen bu ikinci şansı hak etmek ve Tanrıya borcunu ödemek için ne yapabileceğini soracaktır. | TED | وبعد سنوات، قد يسأل نفسه ما يمكنه فعله ليشكر ربه ويصبح جدير بهذة الفرصة الثانية. |
Sanırım ona ne yapması gerektiğini değil ne yapabileceğini söylediniz. | Open Subtitles | بأن عليك أخبار الملك بما عليه فعله ولكن ليس بما يمكنه فعله. |
Orada tek yapacağı hata, çekmeceyi açık unutmak. | Open Subtitles | اسوء ما يمكنه فعله هو ان يضع اصابعه على خزينه لحفظ الملفات |
Steve yapacağını yaptı. | Open Subtitles | لقد قام ستيف بالشيء الوحيد الذي ظن بأنه يمكنه فعله |
Evet, adamın neler yapabileceğine bir bakalım da sana sonra dönerim, olur mu? | Open Subtitles | أجل, سأرى ما يمكنه فعله وسأتصل بك لاحقاً، اتفقنا؟ |
yapabileceği başka bir şeyi olmalıydı. | Open Subtitles | لابد أن هناك شئ آخر يمكنه فعله |
Adamın bununla yapabileceği çok şey olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أشكّ أنه يوجد الكثير مما يمكنه فعله. |
Bir planım var, ve beni durdurabilmek için yapabileceği bir şey yok. | Open Subtitles | لدى خطة و لا يوجد شئ يمكنه فعله لإيقافى |
Sezar'ı seviyorsa, ancak kendine karşı olur yapabileceği şey: | Open Subtitles | إذا كان يحب (قيصر) فكل ما يمكنه فعله هو أن يحب نفسه |
Fakat onun yapabileceği bir şey var. | Open Subtitles | لكن هناك شيء واحد يمكنه فعله |
Söyle onun yapabileceği bir şey var. | Open Subtitles | اخبريه ، يوجد شئ يمكنه فعله |
Dört turta kadar önce ve Justin'i kurtarmak için yapabileceği hiçbir şey yok. | Open Subtitles | منذ4 فطائر, و لا يوجد شئ يمكنه فعله لانقاذ (جاستن) من هذا |
İnsan onun gibi birinin neler yapabileceğini merak ediyor. | Open Subtitles | فشخص كهذا، لابد أن تتساءلي عما يمكنه فعله |
Bir yumak telle neler yapabileceğini asla küçümseme. | Open Subtitles | إياك أن تقلل من قدر ما يمكنه فعله بسلك الحزم |
Bilmiyorsun neler yapabileceğini bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تعرف... لاتعرفه.. لاتعرف ما يمكنه فعله |
Onun neler yapabileceğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف ما يمكنه فعله |
Ne yapabileceğini yakından gördün. | Open Subtitles | ولقد رأيت ما يمكنه فعله |
Herkesin yapacağı en güvenli şey içeride kalmak. | Open Subtitles | الشيء الأكثر أمانا أن أي شخص يمكنه فعله هو في البقاء بالداخل . |
O adamı yuvamıza aldık, ne yapacağını bilmiyoruz. | Open Subtitles | ندعو الرجل الى منزلنا ولا احد يستطيع اخبارك ما يمكنه فعله |
Ne yapabileceğine bir bakar, tamam? | Open Subtitles | سيرى ما يمكنه فعله (لورين) الحبيبة الخائفة |