Bir kere onu yutmuştum, ondan sonra güvenilmez bir anahtar yutucusu oldum. | Open Subtitles | لقد ابتلعته مرة و فجأة أصبحت الغريب الأطوار الذى ابتلع المفتاح والذى لا يمكن الثقة فيه |
Fırsatçı tiplere hiç güvenilmez zaten. | Open Subtitles | هناك شباب لا يمكن الثقة بهم اريدك ان تعلمي شيئاً انا مستعد للقتال من اجل علاقتنا |
Kızlara, erkeklerin aptal ve güvenilmez olduğunu mu gösteriyorsun? | Open Subtitles | ذلك الرجل الذي يعلم الفتيات أن الرجال أوغاد ولا يمكن الثقة بهم؟ |
Bunu yapabilen bir kadına güven olmaz. | Open Subtitles | المرأة التي يمكنها فعل هذا لا يمكن الثقة بها |
Bu çocuğa mantar tabancasıyla bile güven olmaz. | Open Subtitles | هذا الفتى لا يمكن الثقة به بقبعة راعي البقر |
Bakıyorum. Hem de yakından. Güvenilir biri mi, öğrenmem lazım. | Open Subtitles | أنا أنظر عن قرب أريد أن أعرف إن كان يمكن الثقة به |
İthal edildi tabii ki. Bilirsiniz ki mistik makinelere güvenemeyiz. | Open Subtitles | إنه مستورد بكل تأكيد ، لا يمكن الثقة بالأجهزة المحلية |
Artık hiç kimseye güvenemezsin ancak bana güvenebilirsin. | Open Subtitles | لا يمكن الثقة بأحد الآن... لإستثنائي أنا... |
Birincisi, güvenilecek bir adam olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | واحد ... ظننت أنك رجل يمكن الثقة به |
Bu adamlarla anlaşamazsınız. Onlar güvenilmez insanlardır. | Open Subtitles | انظر هؤلاء الناس، لا يُمكن التحدث معهم بالمنطق، ولا يمكن الثقة بهم |
Ama belki de ben güvenilmez kötü biriyimdir, değil mi? | Open Subtitles | ولكن كما تعلمين قد أكون فتى شقي لا يمكن الثقة به، صحيح؟ |
güvenilmez olduğunu bilmemiz bile yeter. | Open Subtitles | مجرد معرفة أنه لا يمكن الثقة بها شيء مفيد. |
Yani, en azından çocuklarımıza zarar verebilecek güvenilmez insanlara çip yerleştirip izleme fikri mantıklı olur. | Open Subtitles | يبدو من المعقول على الأقل إقترح أن الناس الذى لا يمكن الثقة بهم لا يمكنهم إيذاء أطفالنا بتعقبهم |
Mesele şu ki, uyuşturucu kaçakçılarına güvenilmez. | Open Subtitles | مشكلة تجار المخدرات هي أنهم لا يمكن الثقة بهم |
Çünkü Galvez tamamıyla boş ve Doyle güvenilmez bir adam. | Open Subtitles | حسناً هذا لأن " جالفيز " عاجز بالكامل و " دويل " لا يمكن الثقة به |
Zodanga ile Helyum arasında asla güven sağlanamayacak. | Open Subtitles | الذي لا يمكن الثقة به بين زودانغا وهيليوم |
Bir yalancı, sözüne güven olmaz biri olduğunu itiraf ediyorum. | Open Subtitles | أعترف بأنني على علم بأنكَ كاذب, ووعودك لا يمكن الثقة بها. |
Bana güven olmaz. Kurdele konusunda zevkim zayıf. | Open Subtitles | فلا يمكن الثقة بي ذوقي سيء في الأوشحة |
Bana güven olmaz. Kurdele konusunda zevkim zayıf. | Open Subtitles | فلا يمكن الثقة بي ذوقي سيء في الأوشحة |
Saygısızlık etmek istemem ama Güvenilir olduklarını sanmıyorum, efendim. | Open Subtitles | بالمقابل مع كامل احترامي سيدتي لا اعتقد انه يمكن الثقة بهم |
Bu konuda sana güvenemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكن الثقة بتعاملك مع اقلام الرصاص |
İnsanlara güvenemezsin. | Open Subtitles | لا يمكن الثقة بالبشر |
Borden güvenilecek bir adam değil. | Open Subtitles | (بوردن) رجل لا يمكن الثقة به |