İnsanların stres altında neler yapabildiği ne kadar ilginç. Piramitlere bir bakın. | Open Subtitles | من المذهل ما يمكن للناس فعله تحت تأثير الإرهاق، انظروا إلى الأهرامات |
İnsanların görmek için millerce yol katettiği bir sol dirseği var. | Open Subtitles | لديها كوع أيسر يمكن للناس أن تراه من على بُعد أميال |
O zaman diğer insanlar tarafından görülmezseniz, siz de göremezsiniz. | TED | لذا فعندما لا يمكن للناس رؤيتك، لا يمكنك رؤيتهم أيضاً. |
İnsanlar tüm yaşamlarını onu, o duyguyu bulmak için bekleyerek geçirebilir. | Open Subtitles | يمكن للناس تمضية حياتهم بالقيام ذلك متطلّعين لـ يجدوا ذلك الشعور |
Eğer sempati toplamak istiyorsan, insanların görebileceği bir hastalığa yakalan. | Open Subtitles | إذا أردت تعاطفاً إحصل على مرض يمكن للناس أن يروه |
İnsanların saklandıkları yerleri görsen, şaşırırdın. Aslında, bu çocuk kimseyi incitmemiş. | Open Subtitles | ،من الأفضل أن أكون شاملاً ستتفاجىء أين يمكن للناس أن يختبئوا |
İnsanların görüşebileceği doğayla iç içe olabileceği bir yer olacak. | TED | ستكون مكانا حيث يمكن للناس الالتقاء ، حيث يمكنك صناعة طبيعة. |
Ayrıca insanların bilgiye erişip bir şeyler yapıp toplumlarını etkilemeleri ve video bunun bir örneği. | TED | وهذا يعني أيضا كيف يمكن للناس أن يصلو ويقوموا بأشياء قد تؤثر على مجتمعاتهم. وهذا مثال عن ذلك. |
Araştırmamı klasik veri madenciliğinden, insanların şehri nasıl keşfettiğine yönelik değiştirdim. | TED | لقد غيرت بحثي في قاعدة البيانات التقليدية لفهم كيف يمكن للناس اكتشاف المدينة. |
Ve dünyayı kusursuz fiziksel ve dijital bağlantısallıkta sarmalayarak biz kendi coğrafi sınırlarını aşabilen insanların olduğu bir dünyaya doğru evriliyoruz. | TED | وعن طريق لف العالم في مثل هذا الرابط الحسي و الرقمي، فنحن نتطور نحو عالم يمكن للناس فيه أن ترقى فوق القيود الجغرافية. |
Şimdiyse ilk kez, tedavi oluyorlar çünkü bu ilaç ucuz; insanlar onu alabiliyor. | TED | الآن لأول مرة، لديهم العلاج، لأنه رخيص؛ يمكن للناس شراؤه. |
İnsanlar ahlaki nerede bulacaklar, onlara ne kılavuzluk edecek, kendilerini telkin etmenin kaynaklarını neredeu bulacaklar? | TED | قالوا , اين يمكن للناس ان يجدوا الاخلاقيات اين يمكنهم ان يجدو التوجيه, واين سوف يجدون مصادر المواساة؟ |
Çünkü o zaman görmeye başladım ki insanlar bunu çok çeşitli yollarla tüketiyorlar. | TED | لأن ما بدأت اراه لاحقا انه يوجد العديد من الطرق المختلفة التي يمكن للناس استهلاك هذا بها |
Şöyle şeyler söyledik: Neden insanlar kendi maaşlarını belirleyemez? | TED | قلنا أشياء مثل، لماذا لا يمكن للناس أن يحددوا رواتبهم بأنفسهم؟ |
Oraya sadece insanlar gelirdi ve ilginç sorulara cevap bulmaya çalışırlardı. | TED | إنه مجرد مكان حيثُ يمكن للناس الحضور وطرح الأسئلة المهمة والعثور على الأجوبة. |
Kayanın üzerinde dur ki insanlar seni görüp, umutlansın! | Open Subtitles | قف على الصخره حيث يمكن للناس أن يروك و ينبعث فيهم الأمل |