Çoğumuz, sevmediğimiz ve örtbas ettiğimiz şeylere dikkat bile etmeyiz. | TED | من غير المرجح أن ينتبه أكثرنا للأشياء التي نريد تعتيمها. ولكننا ننتبه للأشياء التي نحبها ونريد رؤيتها ونتفق معها. |
Çok içmemeye dikkat etmeli... çünkü çok içen birine de güven olmaz. | Open Subtitles | عليه ان ينتبه بألا يشرب كثيرا لأنه لن يكون موثوقا به لو فعل |
Oyunlara ilgi azaldı. İnsanlar oyunlardaki çoğu şeyi fark etmiyorlar. | Open Subtitles | الألعاب هي إلهاء، حتى لا ينتبه الشعب لما نقوم به |
Düşünün ki partidesiniz ve arkadaşınız veya eşinizin partiden erken çıkmayı istediğinizi fark etmediğine inanamıyorsunuz. | TED | تخليوا أن أحدكم في حفلة، لن تصدق أن صديقك أو شريكك لم ينتبه على الفور بأنك تريد مغادرة الحفلة مبكرًا. |
Sedgewick, görünüyorki, sinifta dikkatini vermiyor, efendim belirtilen okuma yerlerini de okumuyor. | Open Subtitles | لايبدو أنه ينتبه في الصف ولا يقرأ مايطلب منه |
Biliyor musun, aslında gelmek isterdim, ama birilerinin Brittany'e göz kulak olması gerek. | Open Subtitles | يجب على أحد أن ينتبه لبريتني أعني ذلك المكان المميز الذي تعيش فيه |
Bağırarak dikkat etmesini söyledim. | Open Subtitles | كـانالرجلذو اللحية لقد صرخت له لكي ينتبه |
Aynı zamanda bu saçmalığa da dikkat etmeyecekler. | Open Subtitles | أنت على حق و لا أحد ينتبه الى هذا الهراء أيضا |
Bazen orada oturup dikkat edip etmediğini anlamak için bir şeyler uyduruyorum. | Open Subtitles | أحياناً أجلس معه... ..و أختلق أكاذيب لأتأكد فقط أنه ينتبه لما أقول |
Teğmen, kardeşimle telsiz bağlantısı kur ve kuyruğuna dikkat etmesini söyle. | Open Subtitles | أيها الملازم ، اتصل بأخي عبر المذياع وأخبره أن ينتبه لذيل طائرته |
Ama sen görürsen, tekerlekli sedyeyle nereye gittiğine dikkat etmesini söyle. | Open Subtitles | ولكن إذا شاهدته أنت أخبره بأن ينتبه عند قيادته ذلك السرير المتحرك |
Gidip muhafızla konuş ki bizi fark etmesin ... anladın mı? | Open Subtitles | اذهب وتكلم مع الحارس هكذا لن ينتبه لنا ونحن نعبر |
Kocama fark ettirmeden ayırabildiğim para bu kadar. Hayır. | Open Subtitles | هذا كل ما أستطيع أن أؤمنه من دون أن ينتبه زوجي |
Ve bu mükemmel numara 5 yıldızlı bir otelin lobisinden kimse onları fark etmeden nasıl geçtiklerini açıklar. | Open Subtitles | وخدعة متقنة ستفسر كيف استطاع ادخالها في بهو فندق 5نجوم بدون ان ينتبه احد |
Böyle şeyler fark ediliyor Neil. | Open Subtitles | أمور مثل هذه لا يمكن أن تحصل دون أن ينتبه لها أحد, نيل |
Çünkü onun varlığımı bilmesini istiyorum. Bahse girerim Kira'nın dikkatini çekmiştir. | Open Subtitles | لهذا واجهت المتاعب لأرسل الأشرطة إلى المحطة، والتأكد من جعل كيرا ينتبه إلي |
Özür dilerim. Birisi dikkatini vermiyor galiba. | Open Subtitles | عذراً يبدو ان هناك شخص لم ينتبه لما قلنا صحيح ؟ |
İkimiz de sıradan insanlardık, kimsenin dikkatini çekmezdik. | Open Subtitles | نحن كُنّا من الناس المتوسّطون لم ينتبه الينا أحد كثيرا |
Size göz kulak olması için bir general yeter de artar. | Open Subtitles | إضافةً إلى ذلك ، لواء واحد ينتبه لأكتافكَ بكثره |
İki gruba ayrılmamız gerek. Herkes birbirine göz kulak olsun. | Open Subtitles | يجن ان ننقسم في مجموعات الجميع ينتبه لشريكه. |
15 yıl öncesine kadar bilim adamları kardeş bağına pek ilgi göstermediler. | TED | إلى ما قبل الخمسة عشر سنة الماضية، لم ينتبه العلماء لرابط الأخوة. |
- L.A. harika, ama birinin seninle ve annelerimizle ilgilenmesi gerekiyor. | Open Subtitles | لوس أنجلوس رائعة، لكن... أحدهم يجب أن ينتبه إليك أنت وأمهاتنا. |
Ek olarak, teyzeciğim, bugünlerde yaşa kim önem veriyor ki? | Open Subtitles | .. وايضا يا عمتي , من ينتبه للعمر هذه الايام |
Herkes beni dinlesin, lütfen. | Open Subtitles | أيمكن أن ينتبه لى الجميع من فضلكم؟ |
Herkes indirim derdindeydi, bu yüzden kimse farketmedi. | Open Subtitles | الكل كان مشغولا بالتخفيضات ولم ينتبه أحد |