Kötülük zehir gibidir, çabuk yayılır. İyilik ise, ilaç gibidir. Biraz zaman alır, ama hep etkilidir. | Open Subtitles | .الشر مثل السم، ينتشر بسرعة .و الخير مثل الدواء، يستغرق وقتاً طويلاً، ليقومَ بعمله |
Böyle bir haber çabuk yayılır, değil mi? | Open Subtitles | شي مثل هذا ينتشر بسرعة , اليس كذلك؟ |
Kötü haber çabuk yayılır. | Open Subtitles | . هذا النوع من الأخبار ينتشر بسرعة |
Virüs gibi. Radarın altında çok hızlı yayılıyor. | TED | انه على نمط الفيروسات. ويبدو تحت الرادار أنه ينتشر بسرعة كبيرة جدا جدا |
Virüs sandığımızdan daha hızlı yayılıyor. | Open Subtitles | الفيروس ينتشر بسرعة أكبر مما ظننا |
Ölü sayısı 300'ü geçerken Pretty Lake'teki hastalığın hızlandığı doğrulandı. | Open Subtitles | من الجلي بأن المرض ينتشر بسرعة في بحيرة الجمال حيث تجاوز عدد الضحايا 300 شخص |
Suç dünyasının en önemli kişisinin ölümü hızlı yayıldı. | Open Subtitles | خبر موت الزعيم الرئيسي للجريمة ينتشر بسرعة |
Sırrı buharda, o kadar iyi ki havaya çok çabuk yayılıyor ve rüzgarın onu savurmasına izin vermiyor. | Open Subtitles | السر في البخار يجعله ينتشر بسرعة ولا حتى الرياح يمكن أن تنثره بعيداً |
Bu tür haberler çabuk yayılır. | Open Subtitles | خبر الرامى السريع ينتشر بسرعة... |
Haberler çabuk yayılır. | Open Subtitles | كلمة ينتشر بسرعة. |
- Dedikodular etrafa çabuk yayılır. - Endişe etme. | Open Subtitles | إن الكلام ينتشر بسرعة هنا - لا تقلق - |
Bu tür haberler çabuk yayılır. | Open Subtitles | - . هذا النوع من الأخبار ينتشر بسرعة |
Komplo virüsü çabuk yayılır. | Open Subtitles | داء المؤامرة ينتشر بسرعة. |
Haberler çok hızlı yayılıyor. | Open Subtitles | دعوني أخبركم، الخبر ينتشر بسرعة حقاً. |
Enfeksiyona göre çok hızlı yayılıyor. | Open Subtitles | إنه ينتشر بسرعة كبيرة ليصبح عدوى |
Artık daha hızlı yayılıyor. | Open Subtitles | إنه ينتشر بسرعة الآن |
Val, burada yanlış bir seçim yapıyor ve kanseri çok hızlı yayılıyor. | Open Subtitles | (فال) تختار الخيار الخاطئ هنا، والسرطان ينتشر بسرعة. |
O yüzden bu kadar hızlı yayılıyor. | Open Subtitles | و لهذا فأنه ينتشر بسرعة |
Hastalık çok hızlı yayılıyor. | Open Subtitles | المرض ينتشر بسرعة كبيرة. |
Ölü sayısı 300'ü geçerken Pretty Lake'teki hastalığın hızlandığı doğrulandı. | Open Subtitles | من المؤكد بأن المرض ينتشر بسرعة في بحيرة الجمال حيق بلغ عدد الضحايا أكثر من 300 |
-Çok hızlı yayıldı. | Open Subtitles | -إنه ينتشر بسرعة شديدة |
Söylenti çabuk yayılıyor. | Open Subtitles | الكلام ينتشر بسرعة في أوساطنا |