Asagidaki tüm insanlar kana susamis bir halde o uçagin düsürülmesini bekliyorlar. | Open Subtitles | ...كل الناس على الأرض بالأسفل ينتظرونه أن ينال من طائرة العدو. إنهم متعطشون للدماء |
- Neyi bekliyorlar? | Open Subtitles | -إذا كانوا يريدون قتلنا ما الذي ينتظرونه ؟ -لا أعرف |
Neyi bekliyorlar bunlar? | Open Subtitles | ماذا ينتظرونه ؟ |
Savaşçılar, kılıç ve kalkanları ellerinde, bütün gece beklediler, sonra şeytan 10 adamın beklediği kapılara vardı. | Open Subtitles | انتظر الجنود في تلك الليلة حاملين دروعهم و سيوفهم ووصل الشيطان الى الباب بينما هناك 10 رجال ينتظرونه بالداخل |
Bu onların kutsal kitabı, ve bu da bekledikleri mesih. | Open Subtitles | تلك كانت كتاباتهم و هذا هو المسيح الذي كانوا ينتظرونه |
- Peki ne bekliyorlar? | Open Subtitles | -إذاً مالذي ينتظرونه في المجلّة؟ |
Ne bekliyorlar? | Open Subtitles | نعم مالذين ينتظرونه ? |
Neyi bekliyorlar. | Open Subtitles | مالذي ينتظرونه ؟ |
- Ne bekliyorlar? | Open Subtitles | - ما الذي ينتظرونه ? |
- Ne için bekliyorlar? | Open Subtitles | -ما الذي ينتظرونه ؟ |
Onu bekliyorlar. | Open Subtitles | إنهم ينتظرونه |
Ama bu tam da fregat kuşlarının beklediği şey. | Open Subtitles | ولكن هذا بالضبط ما طيور الفرقاط كانوا ينتظرونه. |
Onların beklediği bek olabilir. | Open Subtitles | يُمكن أن يكون لاعب الدفاع الخلفي المُميز الذي كانوا لطالما ينتظرونه |
Ve siz de buna güçle cevap vermek zorunda kalırsınız. Bu da onların tam olarak beklediği şey. | Open Subtitles | وحينئذ ستضطّر للردّ بالقوّة وذلك بالضبط ما ينتظرونه |
bekledikleri şey yosun yapraklarının arasında gizli. | Open Subtitles | ما كانوا ينتظرونه يتوارى بين أوراق الأعشاب البحرية. |
Muhafızlara bekledikleri emri ver. | Open Subtitles | أعطي الجنود الأمر الذى كانوا ينتظرونه. |
Bir de o ajanlar, akbabalar onu bekliyor. | Open Subtitles | لا يمكنني فعل ذلك وعملاء المباحث أولئك، أولئك المفترسون ينتظرونه |
- Hayır. Neyi bekliyor bunlar? | Open Subtitles | كلا، ما الذي ينتظرونه بحق الجحيم؟ |