| Seninki gibi bir sonu olmaması için oğlumu korumak istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط حماية ابني من أن ينتهي به الامر مثلك |
| Onu sihir tarihinde unutulmaz yapacak olan şok edici bir sonu olan numara. | Open Subtitles | فعل أخير واحد الذي ينتهي به مثل هذه الصدمة، مثل هذه الخاتمة، كما سيتذكّر إلى الأبد في سجلات السحر. |
| Çünkü kurbanların sonu genelde yer oluyor ve orası da kirli. | Open Subtitles | لأن عادة الضحية ينتهي به الأمر ساقطاً على الأرض الوسخة |
| Belki de sonu, tıpkı senin dilenci gibi, sokaklar olacak. | Open Subtitles | ربما ينتهي به المطاف في الشوارع مثل بطل قصتك |
| Nasıl oldu da senin gibi Fransızca filan bilen bir züppe er oldu? | Open Subtitles | كيف للبق مثلك، يجيد الفرنسية، أن ينتهي به المطاف كعسكري؟ |
| Senin gibi, Fransızca falan konuşan üst sınıf biri, nasıl oldu da er oldu? | Open Subtitles | كيف للبق مثلك، يجيد الفرنسية، أن ينتهي به المطاف كعسكري؟ |
| Bırak ısıtayım. Yoksa sonu tuvalette biter. | Open Subtitles | دعيني أسخنه وإلا فقد ينتهي به الأمر في المرحاض |
| Kızım, oğlunun sonu savaştan olacak diye çok korkuyor. | Open Subtitles | تخشى ابنتى أن ينتهي به المطاف في القتال. |
| Galiba her Depo ajanının sonu ya delirmek, ya kötü adam olmak, ya da tabuta girmek oluyor. | Open Subtitles | يبدوا أن كل عميل مستودع ينتهي به الأمر إما شخصاً سيئاً أو على بلاطة |
| sonu zengin bir lavuğun banyosunda mı bitsin istiyorsun? | Open Subtitles | لكي ينتهي به المطاف على حائط حمام أحد الحمقى الأغنياء؟ |
| Ölmesini istediğin bir adamın sonu ölüm olmuş yani? | Open Subtitles | حسناً، مُجرّد أنّه رجل أردته مقتولاً ينتهي به المطاف مقتولاً؟ |
| Ne kadar palyaçonun sonu sepet içinde bitiyor biliyor musun? | Open Subtitles | أوتعرف كم مهرج ينتهي به الحال إلى سلال القمامة؟ |
| Birimizin sonu hapis ya da kara toprak olmasın. | Open Subtitles | أول من ينتهي به المطاف ليس مسجوناً أو ميتاً يفوز |
| Eğer dikkatli olmazsa, sonu ıslahevi olacak. | Open Subtitles | قد ينتهي به الأمر في رعاية الشباب ما لم يحافظ على اتزانه |
| Oğlumuzun sonu bir aptalla olacak olması büyütülecek bir şey. | Open Subtitles | المشكلة أن ابننا لا يمكن أن ينتهي به الحال مع فتاة حمقاء |
| Fakat sonu ölüm oluyor ve kız kardeşi de her şeyi riske atacak kadar çaresiz kalıyor. | Open Subtitles | ومع الآن، ينتهي به المطاف ميتاً وكانت يائسة بما يكفي لتُخاطر بكلّ شيءٍ... |
| Ne yaparsam yapayım sonu böyle oluyor. | Open Subtitles | يبدو انه مهما فعلت ينتهي به المطاف هكذا |
| Vegas'ta yaşananlarınsa sonu YouTube'da bitiyor. (Gülüşmeler) Şöhret uçucu. Vefa geçici. | TED | ما يحدث في فيغاس ينتهي به الحال على موقع يوتيوب. (ضحك) سـُمعتهم متقلبة. الولاءات متغيرة |
| Jeffrey, nasıl oldu da Haven'a gitti peki? | Open Subtitles | كيف وصل شقيقك في القانون ان ينتهي به الامر في هايفن ؟ |
| Ramparts'tan radikal bir gazeteci nasıl oldu da CBS'te çalışmaya başladı? | Open Subtitles | (كيف لصحفي راديكالي مثلك من مجلة (رامبارتز ينتهي به الحال في شبكة (سي بي اس)؟ |