Bu insanlar sadece sevdikleriyle yeteri kadar vakit geçirmedikleri ve sevgilerini paylaşmadıkları için pişman oluyorlardı. | TED | الأمر الوحيد الذين يندمون لأجله هو أنهم لم يقضوا الوقت الكافي مع أحبائهم ولم ينشروا حبهم. |
Kim olsa, endişeliyken söylediklerinden pişman olur. | Open Subtitles | الجميع يقولون أشياء يندمون عليها عندما يكونوا مضغوطين |
Bu isyancıları yaptıkları aptalca şeye pişman edeceğim. | Open Subtitles | سأجعل هؤلاء المتمردين يندمون على حمقاتهم |
Böyle şeylerden pişmanlık duyan insanların çıktığı bir programda görmüştüm. | Open Subtitles | استوحيت فكرته من برنامج عن أشخاص يندمون على وشم مؤخراتهم |
Doğmamış olanlar, gözyaşı dökmezler ve pişmanlık duymazlar. | Open Subtitles | أولئك الذين لم يولدوا، لا يبكون ولا يندمون |
Çok az kişi yaptığı kötü şeylerden dolayı gerçekten pişman olur. | Open Subtitles | الجميع يموتون و القليل من الناس يندمون فعلاً |
Kızgınlıkları geçtiğinde, bunu yaptıklarına pişman olacaklar. | Open Subtitles | وعندما يتلاشى غضبهم، سوف يندمون على ضياعها |
Ulusal Park işletmelerine bulaştıklarına pişman edelim. | Open Subtitles | الغيلان يندمون على عبثهم مع شرطة الولايات المتحدة لحماية المتنزهات |
- ...zamanında dışarı boşalamadığı için çok pişman. | Open Subtitles | و يندمون على كون أبيك لم يستطع إخراج بتاعه في الوقت المناسب |
Kendilerini öldüren insanların asla pişman olmadıkları söylenir. | Open Subtitles | يقولون أن من يقومون بالانتحار لا يندمون على ذلك |
Öfkelerine yenilip pişman olacakları şeyler yaparlar. | Open Subtitles | قد يفقدون اعصابهم ويفعلون شيئا يندمون عليه |
B.N.C'deki şerefsizlere gününü göstermek için bir şans böylece seni sıkıştırdıklarına pişman olacaklar. | Open Subtitles | هذا ما تستطيع الوصول اليه سوف يندمون بشدة |
Tabi bazıları daha sonradan pişman olabileceği şeyler yaptı. | Open Subtitles | بالطبع البعض اتخذوا قرارات قد يندمون عليها لاحقا |
Bana şantaj yapmaya çalışan insanlar genellikle pişman olurlar. | Open Subtitles | الناس الذين يحاولون ابتزازي عادة ما يندمون على ذلك |
Bizi sandalyelere bağladıkları için hepsini buna pişman edebiliriz! | Open Subtitles | يمكننا أن نجعل الجميع يندمون على ربطنا بكراسٍ في المقام الأول |
Ama genellikle insanlar memlekete döndüklerinden pişman olmazlar. | Open Subtitles | ولكن الناس عادةً لا يندمون على العودة للوطن |
Kızlarsa yattıkları erkekler için pişmanlık duyarlar. | Open Subtitles | الفتيات يندمون على الرجال الذين ينامون معهم |
Bütün çılgınca eylemler, hep alan ve hiç pişmanlık duymayan insanlar tarafından yapılmıştır. | Open Subtitles | ...تعال، إنك تعلم أكثر من أي الأفعال العظيمة يقدم عليها الرجال الذين يأخذون ولا يندمون قط |
Ahlâk hocası kesildiğimi sanma ama, 18 yaşından küçüklerin üçte ikisi erken yaptıkları için pişmanlık duyuyor. | Open Subtitles | لا أودّ أن أكون مزعجة، لكن ثلثا الناس... ما دون الثامنة عشر يندمون... على فعل ذلك باكراً |
Ve ikinci yarısını pişmanlık duyarak geçirecekler. | Open Subtitles | وسيقضون النصف الآخر يندمون علي ذلك. |
(Kahkaha) Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi, dövmesi olan Amerikalıların yüzde 17'sinin pişmanlık yaşadığını tespit etmiş. | TED | (ضحك) فقد قدرت إدارة الغذاء والدواء الأمريكية أنه من بين الأمريكيين الذي وشموا أنفسهم، 17% يندمون على ذلك. |