Ve işte gidiyorlar. Marietta'nın Kaya'sı, Korsan Mağarası ve Trenton'un Gurur'u hemen ayrıldılar. | Open Subtitles | وها هم ينطلقون مارييتا ابنه روك كوف ابن بيرات وبرايد ابن ترينتون |
Ve işte başka bir heyecanlı görev için gidiyorlar. | Open Subtitles | وها هم ينطلقون في مهمة مثيرة أخرى |
Bayağı hızlı gidiyorlar. | Open Subtitles | -أنه جيد، أنهم ينطلقون بسرعة للغاية |
En kötüsünü atlattıktan sonra üremek için buzluğa doğru 35 kilometrelik bir yola koyuluyorlar. | Open Subtitles | وقد تجاوزوا أشدَّ الصعاب، ينطلقون في مسيرٍ من 32 كيلومتر صوب المُجمّد للتكاثر |
Tüneklerinden ayrılarak meyveleri toplamaya koyuluyorlar. | Open Subtitles | مُندفعين خارج المجثم، ينطلقون لجمعها. |
Tüneklerinden dalgalar halinde ayrılarak, toplamaya koyuluyorlar. | Open Subtitles | مُندفعين خارج المجثم، ينطلقون لجمعها. |
Başları dik yürüyüp, tapınak tahılıyla beslendiklerinde. | Open Subtitles | عندما ينطلقون مباشرة ليتغذوا على حبوب المعبد |
İşte gidiyorlar. | Open Subtitles | أنهم ينطلقون. |
Başları dik yürüyüp, tapınak tahılıyla beslendiklerinde. | Open Subtitles | عندما ينطلقون مباشرة ليتغذوا على حبوب المعبد |