Artık dulları ve yetimleri korumuyorlar kadınları karınlarındaki utançtan kurtarıyorlar. | Open Subtitles | لكنهم لم يعودوا يدافعون عن الأرامل والأيتام بل ينقذون النساء من الفضيحة التي في أحشائهم |
Bu 100 yataklı hastane için bir strateji tasarladık: Kirli tıbbi atıkları yeraltı sularına karışmadan temizleyecektik. Gheskio Merkezi'ndeki partnerlerimiz bu sayede çoktan hayat kurtarıyorlar bile. | TED | في هذا المشفى المحتوي على 100 سرير انشأنا استراتيجية بسيطة لننظف النفايات الطبية الملوثة قبل أن تدخل الأرض وتختلط بالمياة الجوفية وشركاؤنا في لي سينتراي جيسكيو من قبل هذا وهم ينقذون الأرواح بسببه |
Benim küçük kapasitesiz hastanemde, eskiden senin yaptığın gibi her gün hayat kurtaran kendini adamış insanlar var. | Open Subtitles | مبناي الصغير و الغير متخصص مليء بأناس متفانين ينقذون الناس في كل يوم, مثلما كنت تفعل |
- Dalıp onları kurtarırlar. Evet. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال يغوصون و ينقذون نعم يا سيدى |
Doktorlar hayat kurtarır, avukatlar ise sadece güce aç fırsatçılardır. | Open Subtitles | فهي أن الأطباء ينقذون الحيوات والمحامون ليسوا إلّا .متعطشونَ للسلطة وحثالة |
Bunların hepsi başkalarının hayatını kurtarırken ölen insanlar. | Open Subtitles | إنها أناس ماتوا و هم ينقذون أرواح الآخرين |
Ve sesimi çıkaramazdım çünkü insanların hayatlarını kurtarıyorlardı. | Open Subtitles | ولم يكن من حقي الشكوي لانهم ينقذون ارواح الناس |
John List, Mark Barton. Öldürerek çocuklarını kurtardıklarını düşünüyorlardı. | Open Subtitles | ظنوا أنهم ينقذون أطفالهم من خلال قتلهم |
ve her nasılsa benim hayatımı kurtaracaklarını düşünüyorum. | Open Subtitles | وأبدأ بالتفكير أنهما بطريقة ما ينقذون حياتي |
Canlı yem olarak kullanacaklarsa neden hayatını kurtarıyorlar? | Open Subtitles | لماذا ينقذون حياته كي يضعونه طُعم حي؟ |
Canlı yem olarak kullanacaklarsa neden hayatını kurtarıyorlar? | Open Subtitles | لماذا ينقذون حياته كي يضعونه طُعم حي؟ |
- Hayatlarımızı kurtarıyorlar, beyinsiz. | Open Subtitles | لأنهم ينقذون حياتنا يا مغفل |
Beyaz atlarına binen küçük hanımları sıkıntılarından kurtaran adamlar. | Open Subtitles | يركبون على خيول بيضاء ينقذون الفتيات اللواتي في خطر |
Sadece hayatını kurtaran adamlarla mı ilgileniyor bu kadın? | Open Subtitles | هل تهتمين فقط لأمر الرجال الذين ينقذون حياتكِ ؟ |
Etrafta oradan oraya uçup benim gibi yaşlı kızları kurtaran çok az kahraman var. | Open Subtitles | ،أيضاً بضعة أشخاص هناك ...يطيرون بالجوار مثله ينقذون السيدات العجائز مثلي |
Böylece savaş bitince benim adamlarımı kurtarırlar. Benim gibi seninkileri kurtardığım gibi | Open Subtitles | لذا، متى هذه الحرب تنتهي ينقذون رجالي مثلما أنا انقذتك |
Aşılar otizme yol açmaz. aksine hayat kurtarırlar. | Open Subtitles | اللقاحات لاتسبب مرض التوحد أنهم ينقذون حياتهم |
Mutsuz insanlar daha fazla hayat kurtarır. | Open Subtitles | البؤساء ينقذون أرواحاً أكثر |
Bazı kahramanlar en basit şekilde günü kurtarır. | Open Subtitles | بعض الأبطال ينقذون الموقف بأبسط الطرق" |
Autobotlar dünyayı kurtarırken ben burada ciltleme yapıyorum. | Open Subtitles | الأوتوبوتس ينقذون العالم و أنا أقوم بهذا العمل |
Autobotlar dünyayı kurtarırken ben burada ciltleme yapıyorum. | Open Subtitles | هذا مُثير للضجر! (الأوتوبوتس) بالخارج ينقذون العالم، بينما أنا هُنا ارتّب الأوراق داخل الملفّات. |
Ve sesimi çıkaramazdım çünkü insanların hayatlarını kurtarıyorlardı. | Open Subtitles | ولم يكن من حقي الشكوي لانهم ينقذون ارواح الناس |
İnsanların hayatlarını kurtardıklarını sanıyorlardı. | Open Subtitles | إعتقدوا أنهم ينقذون الأرواح. |
Onlara Toby'i nasıl kurtaracaklarını söyle! | Open Subtitles | أخبرهم كيف ينقذون (توبي)! |
Biliyorsun insanlar greyhoundlarla pitbulları kurtarıyor, ama herkes kakır spanyelleri göz ardı ediyor. | Open Subtitles | أتعلمين إنّ النّاس ينقذون الكلاب السلوقية والمسعورة، لكن الجميع ينسون أمر الكوكر الإسباني. |