Sizi kimin koruduğu umurlarında değil. Nanking'ten sonra değil. | Open Subtitles | إنهم لن يهتموا من يحميك الآن ليس بعد نانكنج |
Ama ifadelerinin karşılığında bir ödül alacaklarını ve o gece ne gördüklerinin umurlarında olmadığını ispatlayamadık ama arabalarının camlarının buğulu olduğunu söylediklerini öğrenebildik. | Open Subtitles | لكن لم نستطع إحضار الحقيقة أنهم قالوا سيحصلون على المكافأة وهم لم يهتموا إذا شاهدوا شيء أم لا |
Bakın, tek istedikleri beş isim daha eklememdi, kim olduğu umurlarında bile değildi. | Open Subtitles | كل ما كانوا يحتاجونه هو خمسة أسماء أخرى ولم يهتموا بمن كانوا |
Çünkü hayranlarının, cinayet soruşturması için tutulduğuna çok ilgi duyacaklarını sanmıyorum. | Open Subtitles | نعم، لأني أعتقد أن جماهيرك لن يهتموا بك كثيراً و أنت متورط في تحقيق عن جريمة قتل |
idealler ispanyollarin umurunda bile degil. | Open Subtitles | الشعب الإسباني لايستطيعون أن يهتموا بهولاء |
Onlar gibi olmak istemiştim sadece, ama umursamadılar. | Open Subtitles | . كُنت فقط أريد أن اكون معهم , ولكن لم يهتموا بذلك |
Onlarla konuşmayı denedik, ama onlar bizi umursamıyorlar seni de. | Open Subtitles | نحن حاولنا التكلم معهم ، لكنهم لم يهتموا لأمرنا أو أمركِ |
Hayatım böyle geçti, beğendiğim erkekler benimle hiç ilgilenmediler. | Open Subtitles | قصة حياتي الرجال الذين أهتم بهم لا يهتموا بي |
Şehirdeki kostüm giymiş tüm maskotları sendikalılaştırmaya çalışıyormuş. Ama Jason Williams ve Heidi Pescow bununla ilgilenmemişler. | Open Subtitles | لكن " جيسون ويليامز " و هيدي باسكاو " لم يهتموا " |
Bir bütçesi vardı, asla yeterli olmuyordu ama nasıl harcadığıyla da ilgilenmiyorlardı. | Open Subtitles | كان لديه ميزانية لم تكن كافية ابدا ولكنهم لم يهتموا كيف ينفقها |
Yaşımın tutmadığı umurlarında değildi ve sarin gaz maskeleri hakkında bilgi verirlerdi ve ben de gidip kıçımı sallar ve yarım milyon adet almaları için dört yıldızlı generalleri cezbederdim. | Open Subtitles | ولم يهتموا بأنني مراهقة وكانوا يعطوني موجز عن الصفارت وأقنعة الغاز , ثم أذهب |
O zaman benim davamı düşürmemiz gerekiyor çünkü Donna'nın babası umurlarında değil. | Open Subtitles | حسنا, اذا علينا ان ننتهي من قضيتي لأنهم لن يهتموا بخصوص والد دونا |
Dathan gibi onlar da gittikleri yeri bilmiyordu, ve tıpkı sürüleri gibi umurlarında değildi. | Open Subtitles | مثل داثان ... لم يكن يدرون إلى أين سيذهبون و لم يهتموا بأكثر من قطعانهم |
Dathan gibi onlar da gittikleri yeri bilmiyordu ve tıpkı sürüleri gibi umurlarında değildi. | Open Subtitles | مثل داثان ... لم يكن يدرون إلى أين سيذهبون و لم يهتموا بأكثر من قطعانهم |
Onlara anlattım, ama umurlarında değil! | Open Subtitles | لقد اخبرتهم , ولكنهم لم يهتموا |
umurlarında değildi kimse | Open Subtitles | يهتموا بأي شخص؟ لا على الاطلاق |
Ne söylediğin umurlarında olmaz ve bunu kanıtlayamazsın. | Open Subtitles | لن يهتموا بما تقول، ولا يمكنك إثبات شيء |
Eğer ihtiyarların geri kalanının şu an bu kasabaya ilgi göstermediğini düşünüyorsan aptalsın demektir. | Open Subtitles | إذا ظننتَ ان بقية الكبار لن يهتموا لهذه المدينة الآن فأنتَ غبي |
Ve görmeleri gerense onların ilgi alanlarına sahip kişilerdir. | Open Subtitles | وما يحتاجوا أن يرونه هو أشخاص يهتموا بهم من القلب |
O özentilerin umurunda olan tek şey, önemsiyormuş gibi görünmek. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي يريده هؤلاء الفضوليين هو أن يظهروا كأنهم يهتموا |
Tanrı aşkına hayır. Felaket bir iç kanaması vardı. Onu umursamadılar. | Open Subtitles | كلا، ربّاه، لا، كان يعاني من نزيف داخلي حاد و لم يهتموا لأمره. |
Kimi incittiklerini umursamıyorlar değil mi? | Open Subtitles | يبدو أنهم لا يهتموا بمن آذوهم أليس كذلك ؟ |
Kayıtlarımla ilgilenmediler. | Open Subtitles | و لكنهم لم يهتموا بأى من تقاريرى |
Evin kalan kısmıyla ilgilenmemişler. | Open Subtitles | لم يهتموا بباقي المنزل |
Dergilere çıkana kadar ikisiyle de ilgilenmiyorlardı. | Open Subtitles | هم لم يهتموا بهم أما واحد، عبقري. |