Öyle bir şey demedim. Yaşıtlarımın ne düşündüğü umurumda değil. | Open Subtitles | لم أقل هذا، لا يهمّني ما يعتقده الذين في عمري. |
Bodrumda ne olduğumu umurumda değil. O telefona ulaşmamız gerek. | Open Subtitles | لا يهمّني ما في القبو علينا أن نحصل على الهاتف |
Yani ne geçmişte ne şimdi kim olduğun neyi simgelediğin hiç umrumda değil. | Open Subtitles | لذلك أنا لا يهمّني من أنت أو ما كنت عليه، أو ما تطلبه |
Kimin kazanacağı umrumda değil, o kazanmasın yeter. | Open Subtitles | لا يهمّني من يربح من بيننا شريطة أن يهزم أحدنا هذا الشخص. |
Gece veya gündüz, önemli değil, hemen ara ve dikkatli ol, bu benim için önemli. | Open Subtitles | ،ليلاً أو نهاراً، لا يهمّ، فقط إتصلي بنا وخذي حذركِ، فهذا يهمّني |
Karşıma çıkan adamın hiçbir önemi yoktu çünkü asıl kavgam kendimleydi. | Open Subtitles | لم يهمّني قط من يقاتلني، لأن المعركة الحقيقة كانت ضدّ نفسي. |
Saçsız Amerika Güzeli olsa bile umurumda değil. Ben nişanlıyım. | Open Subtitles | لا يهمّني حتّى لو كانت ملكة جمال الصُّلع في أمريكا |
Kendine gel. Gördüklerimiz umurumda değil. Bizler ailemizi asla terk etmeyiz. | Open Subtitles | لا يهمّني ما رأيناه ، لاتتخلّو عن فرد من العائلة قط |
Saçma sapan bir soru. İşin biter bitmez geberip gitsen umurumda olmaz. | Open Subtitles | سؤال غبيّ، حالما تنهي مهمّتك هنا فبوسعك لقاء حتفك، وهذا ما يهمّني. |
umurumda değil. Ben de beğenmiyorum. Akşamları daha sakinim. | Open Subtitles | لا يهمّني أن تعجبك طريقتي، فلا تعجبني أيضاً، لأنها سيّئة، أحزن عليها كلّ مساء. |
Ve olmadığım için başkası ne düşünüyor umurumda değil. | Open Subtitles | و لأنّي أعرف بأنّي لست مخبولاً فلا يهمّني ما يظنّه الآخرون |
Nereli olduğunuz, buraya nasıl geldiğiniz veya evlerinize ne olduğu umurumda değil ama fiziksel olarak güçlü olmalısınız. | Open Subtitles | لا يهمّني أصلكم أو كيف وصلتم إلى هنا أو ما حدث لمنازلكم، ولكن عليكم أن تكونوا لائقين جسدياً. |
Ben sadece işimi yapıyordum. Gidip gitmememiz umrumda olmazdı... ama ben işime değer veriyorum. | Open Subtitles | كنت أقوم بواجبي لا يهمّني موعد الرحيل على الإطلاق |
Aslında ne söyledği pek umrumda değil. Ona birşey almak istiyorum. | Open Subtitles | لا يهمّني ما يقوله، عليّ أن أحضر له شيئاً |
Güzel olması, zeki olması, babası papazmış gibi sevişmesi umrumda değil. | Open Subtitles | لا يهمّني إن كانت جميلة أو ذكية، أو إن كانت مثل أبيها الوزير |
Saçımdan başka bir şey önemli değil. Dikkat et! | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي يهمّني هو شعري إنتبه .. |
Bu hastanede sana güvenmiyorum ve kesinlikle benim için son derece önemli, 3 yıllık hastam için sana güvenmiyorum. - Ben - Hışş. | Open Subtitles | وبالتأكيدِ لا أثقُ بكِ مع من هو مريضي طيلة ثلاث سنوات وهو يهمّني بشدّة إن أردتِ البقاء في هذه الحالة، فستبتعدين عن طريقي |
Ancak bu yıI beni ilgilendiren tek şey vardı; sanat galerim. Gerisinin önemi yoktu. | Open Subtitles | لكن هذا العام لاشيء يهمّني سوى معرضي الفنّي. |
Senin yüzünden önemsediğim her şeyden ödün verdim. | Open Subtitles | لأنّكَ جعلتني أخاطر بكلّ شيء يهمّني في نفسي |
Tek umursadığım şey bu gece gideceğim caz klübü | Open Subtitles | كلّ ما يهمّني هو أيّ نادي جاز سأذهبُ لهُ الليلة |
Sen ve adamlarının tatmin olmak için kampın dışında yaptıklarınız beni ilgilendirmez. | Open Subtitles | ما تفعله ورجالك خارج المعسكر لإشباع غرائزكم لا يهمّني. |
Ben onun ne olmadığıyla ilgilenmiyorum. Ben kim olduğunu öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | لا يهمّني ما ليست عليه أريد معرفة حقيقتها |
Uçaktaki başka hiç kimseyi umursamıyorum. | Open Subtitles | لا يهمّني أحد آخر من الركّاب |
Aslında, genç erkekler pek ilgimi çekmez. Hiç çekmedi. | Open Subtitles | في الحقيقة، لا يهمّني أمر الشباب من الرجال، |
Ne kadar ileri gideceğin veya ne kadar derin kazacağın beni ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | لا يهمّني إلى أيّ مدى تصل وإلى عمق عليك أن تبلغه |