"يهم هو" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Önemli olan
• Asıl önemli
• şu ki
• önemlidir
• mühim olan
• olduğu önemli

Önemli olan, Andy'nin bize ihtiyacı olduğu zaman burada olmamız.
ما يهم هو أننا هنا من أجل أندى عندما يحتاجنا

Önemli olan, neredeyse öldürdü ve hiç kimse yardımcı olmak için burada oldu.
ما يهم هو أنها كادت أن تُقتل ، ولم يكن يوجد أحد ليساعدها

Asıl Önemli olan buradan canlı çıkmak, anlaştık mı?
ما يهم هو الخروج من هنا على قيد الحياة هل هذا واضح

Amcam hep der, "Önemli olan şey, asıl Önemli olan şey her gün aynada gözlerine bakabilip, kendine dürüst olduğunu bilmektir."
لقد اعتاد عمي على القول : الشيء الوحيد الذي يهم , هو المهم حقاً وذلك حتى تستطيع أن تنظر في عينيك في المرآة

Önemli olan senin hangi tarafı seçtiğindir işte bu bizim ne olduğumuzu gösterir
ما يهم هو اختيار طريقك و اتجاهك اجب عن ما انت عليه فعلا

Tabii Sara ona söylediyse. Önemli olan Lance'in ona ne söylediği.
إلّا إن نهته عن إخبارنا، ما يهم هو ما أخبرها به.

Tek Önemli olan seni seven babanın sözlerine kulak vermen.
كلّ ما يهم هو أنّكَ مُنتبهٌ لكلمات والدك الذي يحبّك.

Gereği yok. Önemli olan artık kendinizi daha iyi hissediyor olmanız.
لا حاجة لذلك كل ما يهم هو أنك تشعرين بتحسن الآن

Önemli olan tek şey, seni emanet edeceğim adamın iyi bir adam olması.
والشئ الوحيد الذي يهم هو أن يكون الرجل الذي سأسلمك له رجلاً جيداً

Önemli olan iki insanın birbirini sevmesi ve başlarını sokacakları güzel bir ev.
كل ما يهم هو شخصان يحبان بعضهما البعض يحتاجان لسقف جيد فوق رأسيهما.

Önemli olan onların size inanması. Şimdi, bana işinizden bahsedin.
.بل ما يهم هو إنهم يصدقوكِ .الآن، أخبريني عن عملكِ

Asıl Önemli olan, bu savaşı kazandıktan sonra, hepimiz evlerimize gidip sağlıklı, uzun bir ömür geçireceğiz.
ما يهم هو بعد كسب هذه الحرب, كلنا في طريقنا للوطن لنحيا حياة صحية وطويلة

- Asıl Önemli olan cidden doğru şeyi yapmaya çalışan adam gibi görünüyor.
... كل ما يهم هو أنه يبدو أنه يريد فعل الشيء الصحيح فعلاً

Asıl Önemli olan, dünya döndüğü sürece bir şeye odaklanmak, ve yapman gereken şeyi yapmak.
ما يهم هو مجرد الحصول في هذا الأخدود حيث العالم كله يذهب كيندا بعيدا، وأنا مجرد القيام بما أنا من المفترض أن تفعل.

Asıl Önemli olan, bir sürü insanı hayal kırıklığına uğratmam.
ما يهم هو إنى خذلت أشخاص كثيرين

Asıl Önemli olan, bir sürü insanı hayal kırıklığına uğratmam.
ما يهم هو إني خذلت أشخاص كثيرين

Mesele şu ki, ona, o zavallı çocuğa, işkence edip isim istediklerinde, ne diyeceğini bilememiş.
ما يهم هو أنه عندما عذبوه، الطفل المسكين كانوا يريدون أسماءاً ولم يكن يعرف ماذا يقول

Beni suçlama. Nasıl yaptığın değil; ne yaptığın önemlidir.
ما يهم هو ما تملكه و ليس ما صنعته، حسناً ؟

Konularının ne olduğu önem taşımıyor. Adayların otoriteye karşı durabilme istek ve yetileri burada mühim olan.
لا يهم حقًّا موضوع التصريحات، ما يهم هو أن المرشحين مستعدون و قادرون على الوقوف ضد سلطة.

Adınızın ne olduğu önemli değil Önemli olan burada ne yaptığınız.
لا يهم ماذا نسميك الذي يهم هو ماذا تفعل هنا