"يواجهه" - ترجمة من عربي إلى تركي

• karşı karşıya
• karşılaştığı

Göğüsleyebilmesi için ne ile karşı karşıya olduğunu bilmesi gerekir.
لديه الحق في معرفة ما يواجهه بإمكانه أن يتقبل هذا

Tamamen yalnız. Ve şimdi artık neyle karşı karşıya olduğunu biliyor.
إنه وحيد تماماً هنا, و الآن أصبح يدرك ما يواجهه

Sorunu haddinden fazla basitleştirme riskini göze alarak söyleyebilirmi ki ortalama peynir üreticisinin karşı karşıya olduğu sorun şudur:
..الآن, المخاطر بكل بساطة السؤال الذي يواجهه مصنع الجبنة المطبوخة هو التالي

Bu, 1692 Şubat ve 1693 Mayıs tarihleri arasında Massachusetts'in Salem kasabasında büyücülük yapmakla suçlananların karşılaştığı seçimdi.
هذا ما كان يواجهه المتهمون بالشعوذة في جزيرة ساليم، ماساتشوستس بين فبراير 1692 وماي 1693.

Uzaylı bir yaşam formu, doktor. Komplo teorileri üretenlerin, inanmanızı istediklerinin aksine insanoğlunun karşılaştığı ilk uzaylı.
شكل لحياة فضائية يا دكتور، الأوّل من نوعه الذي يواجهه البشر.

Cumhuriyet şehri şimdiye kadar görmediği büyük bir tehditle karşı karşıya.
مدينة الجمهورية ، تواجه تهديد لم يواجهه أحداً من قبل فى العالم

Ama daha göreve başlar başlamaz, karşı karşıya olduğu düşmanlarının yapılarını ve ağırlıklarının farkına varır.
ولكن هذا هو عندما يبدأ للتو قبل أن يُدرك طبيعة ووزن العدو الذي يواجهه

Çünkü üçümüzün karşı karşıya olduğu tehlikeyi en iyi o anlıyor.
أجل، لأنّه أدرى من أيّ أحد بالخطر الذي يواجهه ثلاثتنا.

Muhtemelen satış gerçekleşmeyecek ve haklısınız bir kaç hukuk davası ile karşı karşıya kalacak ama karşı karşıya kalacağı cinayet suçlaması olmayacak.
البيع ربما كان في خطر ومعك حق ربما يواجه بعض الشكاوى المدنية لكن ما لن يواجهه هو تهم الجريمة

Ama en azından neyle karşı karşıya olduğunu anlıyordu.
لكنه على الأقل فهم، ما كان يواجهه.

Tanrım, neyle karşı karşıya olduğunu bilememiş.
لم يعرف ما الذي يواجهه.

Bu yüzden topluluğumuz bir seçimle karşı karşıya.
إذاً, مجتمعنا يواجهه خياراً

Aslında karşı karşıya olduğu canavar, Angel.
(فى الواقع الوحش الذى يواجهه هو (إنجل

Legion. Şeytan ve İsa karşı karşıya.
(ليجون) أي الشيطان الذي يواجهه يسوع

karşılaştığı krallardan daha küçük bir filosu ve daha küçük bir ordusu vardı ama ejderhaları da vardı.
(بلارين) المُفزع لقد كان لديه إسطولاً أصغر من الملك الذي كان يواجهه