Hayır, hayır, merak etme, Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | أوه ، لا ، لا ، لا ، لا يوجد شيء يدعو للقلق |
Prosedür gereği size birkaç basit soru sormalıyım. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | دعني أسألك بعضُ الأسئلةِ البسيطة، مُجرد إجراء ، لا يوجد شيء يدعو للقلق. |
(Bip) 0.0 yani Endişelenecek bir şey yok, her şey yolunda. | TED | (صوت صفير) 0.0 (نسبة الكحول) لهذا لا يوجد شيء يدعو للقلق |
Yani Endişe edecek bir durum yok, değil mi? | Open Subtitles | ولذلك لا يوجد شيء يدعو للقلق ، هناك؟ |
Bak, Trevor, nasıI hissettiğini anlıyorum, ama inan bana, endişe edilecek bir durum yok. | Open Subtitles | إسمع, أنا أعرف ما الذي تشعر به، و لكن صدقني لا يوجد شيء يدعو للقلق |
Korkmayın, Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا تخافوا ، لا يوجد شيء يدعو للقلق |
- Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يدعو للقلق حول. |
Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يدعو للقلق |
Ama Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | ولكن لا يوجد شيء يدعو للقلق |
Rahat ol. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا بأس لا يوجد شيء يدعو للقلق |
O halde Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لذا لا يوجد شيء يدعو للقلق |
- Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يدعو للقلق |
Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يدعو للقلق |
Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يدعو للقلق. |
Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يدعو للقلق. |
Bak, Trevor, nasıI hissettiğini anlıyorum, ama inan bana, endişe edilecek bir durum yok. | Open Subtitles | إسمع , أنا أعرف ما الذى تشعر به و لكن صدقنى لا يوجد شيء يدعو للقلق |
Trevor, nasıl hissettiğini anlıyorum- Ama emin ol endişe edilecek bir durum yok. | Open Subtitles | إسمع , أنا أعرف ما الذى تشعر به و لكن صدقنى لا يوجد شيء يدعو للقلق |