"يوقفها" - ترجمة من عربي إلى تركي

• durduramaz
• durdurmadı
• durdurması
• durdurabilir
• engel
• durdursun
• durduracak
• durduramazdı

Eğer bir sinek girecekse, girer.. kimse onu durduramaz!
ولو دخلت الذبابه فلا يمكن لاحد ان يوقفها

Kafasına bir şey taktımı, onu hiçkimse durduramaz.
فقط عندما تبدأ فى شىء لا يوجد شىء يمكن أن يوقفها

Kızı durdurmadı, çünkü bir kız arkadaşı var ve üstüne hoplayan kız arkadaşıydı.
وهو لم يوقفها لان لديه صديقة حميمة و هي صديقتهُ الحميمة

Feryatlarının koridorlarda yankılandığını duyabiliyordum. Birinin onu durdurması için yalvarıyordu.
استطعت سماع صدى بكائه عبر الأروقة متوسّلاً أنْ يوقفها أحد

Eğer Ruslar nükleer füzelerini ateşlerse Jon gerçekten onları durdurabilir mi?
،إذا أطلق الروس قنابلهم النووية هل يمكن أن يوقفها (جون) بالفعل؟

Ama bugün Sektöre gelmesine engel olmadı bu.
ولم يوقفها هذا عن المجيء الى القطاع اليوم

Biri onu durdursun! O bir katil!
شخص يوقفها إنها قاتله

Bu ya durduracak ya patlatacak.
هذا السلك هو من يوقفها وهذا السلك هو من يفجرها

Makine çalışmaya başlamıştı ve kimse durduramazdı.
البكرة دارت و لا شئ يقدر أن يوقفها

Ve Annie kafasına yapmak istediği birşeyi koyduysa onu hiçbir şey durduramaz.
وعندما تضع "آني" شيئاً ما في بالها لا يوجد اي شيء يوقفها

Ne kadar tuhaf! Artık onu hiçbir şey durduramaz.
هذا غريب لا يمكن لشيء أن يوقفها الآن

bir kere başladı mı kimse onu durduramaz.
بدات مرة , لا يستطيع احد ان يوقفها

Neden kimse onu durdurmadı?
لما لم يوقفها أحد ؟

Evet.Güvenlik durdurmadı.
الأمن لم يوقفها

Birimizin onu aklını karıştırmayı durdurması gerekiyordu!
كان على أحد منا أن يوقفها عن ضرب رأسها أنا أعلم , لقد قمت بالفعل الصحيح

Her ne kadar sıcak çikolata satışının artmasından memnun olsam da birinin onu durdurması gerek. Durun.
رغم أنّي أحبّ بيع الكاكاو الساخن لكنْ يجب أنْ يوقفها أحد

Ruslar gerçekten atom bombalarını yerleştirirse Jon onları durdurabilir mi?
إذا أطلق الروس قنابلهم النووية، هل يمكن أن يوقفها (جون) بالفعل؟

Birisi şunu durdurabilir mi!
على أحد أن يوقفها!

Ama bu onun çıkmasına engel olmaz.
لكن هذا لا يوقفها ابدا عن الخروج

Biri onu durdursun!
شخص ما يوقفها

Onları durduracak hiçbir şey kalmadı. Bas gaza, Ben.
‫إذا توقفت مروحيات المدينة ، ‫فلن يوقفها شئ.

Molly hakkında asıl olan şuydu ki hiçbir şey onu durduramazdı.
وهذه هي مولي لا شيء كان يوقفها