Aslında bu babamdan kaldı. Bu bebeği her gün işte kullanırdı. | Open Subtitles | في الواقع, إنها لأبي لقد اعتاد أن يستخدما يومياً في عمله |
Baharda her gün biraz daha yükselen güneşle deniz yosunları da büyümeye başlar. | Open Subtitles | في الربيع، الشمس تَرتفعُ الى الأعلى يومياً في السماءِ الطحالب تَبْدأُ في النَمُو. |
Bildiğim kadarıyla her gün öğle yemeklerini gazetenin editörüyle kulüpte yiyor. | Open Subtitles | أتفهم ذلك ، أنه يتناول الغداء يومياً في المطعم مع المحرر |
Max, California'da olsaydık her gün açık havada oynardık. | Open Subtitles | ماكس، لو كنا نعيش في كاليفورنيا، كان باستطاعتنا اللعب يومياً في الخارج، في الشمس |
Üzerindeki parfüm kokusu iyi bir başlangıç olabilir ya da hergün arabada bulduğum kullanılmış prezervatifler. | Open Subtitles | حسناً، رائحة عطرها ممكن ان تكون بدايه جيدة أو العوازل الذكرية المستعملة التي بالفعل أراها يومياً في قاع السيارة |
Sana güzel bir yuva sağlayan birini mi istersin, ya da hergün saat dörtte Oprah seyreden bir moron mu? | Open Subtitles | هل تفضّل شخص يوفر لك مأوى جيد، أم عالة يعتكف الأريكة لمشاهدة (أوبرا) يومياً في الرابعة؟ |
Onu, sadece her gün okulda görmek yetmiyor ki ve tüm arkadaşlarımız da ortak. | Open Subtitles | أفكر فيه .. بمعنى أنه لم يكن من الكافي أن أراه يومياً في المدرسه ولدينا جميعاً نفس الأصدقاء |
Evet, sabotaj sanatı, banliyöde her gün icra edilir... | Open Subtitles | أجل ، فـن التخريب عادةٌ تُمارس يومياً في الأحياء السكنيه |
her gün buradaydı. Başlarda sakindi, ama sonra... | Open Subtitles | لقد كان يأتي إلى هنا يومياً ..في البداية كان هادئاً، لكن بعدها |
her gün idmanda yaptığımız şey gibi bu! | Open Subtitles | انه كالتدريب الذي نقوم به يومياً في التمارين |
Sol taraftaki şu şık giyimli buluşmadan önce her gün ayakkabılarını parlatıyor. | Open Subtitles | الشخصُ الأنيقُ على الناحية اليسرى هنالك يحظى بتلميع حذائه يومياً في المركز التجاري قبل أن يتقابلوا |
Hayatını her gün benimle tehlikeye atmayı iyi bir seçenek görecek kadar ne kötü durumdasın? | Open Subtitles | وهل كان الوضع بذلك السوء حتى قدمتي إلي مخاطرة بحياتكِ يومياً في وضع بديل تعتقدين أنه أفضل؟ |
Yine de, her gün okulda işlenmiş etli ürünler vardır. | Open Subtitles | ومع ذلك أنت تتناول يومياً في المدرسة أطباق الوجبة مع لحوم معالجة. |
Doktor, her gün farklı şekil ve ortamlarda boy gösteren sonsuz dramanın bir sahnesine tanıklık etmişti. | Open Subtitles | لقد شهد الطبيب مشهداً من الدراما الأبدية... التي تُمثل يومياً... في عدة أشكال وإعدادات |
Sabotaj sanatı, banliyöde her gün icra edilir; | Open Subtitles | "فـن التخريب" عادةٌ تُمارس يومياً في الأحياء السكنيه |
O zaman Myanmar'da Darfur'da, Sri Lanka'da olurdu. Dünyanızda her gün trajedi yaşanıyor. | Open Subtitles | "كنّا لنختار "ماينمار"، "دارفور"، "سريلانكا هناك مآسٍ يومياً في كل عالمكم |
Neden biri her gün böyle tehlikeli şeylerle çalışsın ki? | Open Subtitles | ...ما الذي يجعل من الرجل بأن يعمل يومياً في بيئة خطرة كتلك؟ |
her gün yolda en az on tane görüyorum. | Open Subtitles | اري عشر سيارات مثلها يومياً في طريقي |