Az önceki ölçeğin bize söylediğine göre milyonda birlik bir ihtimal, Twitter'da günde 500 defa oluyor. | TED | نظراً إلى حجم تويتر حاليّاً فإن احتمال حدوث الواحد في المليون هو 500 مرة يوميّاً |
günde en az üç saatlik bir sessizlik süremiz vardır. | Open Subtitles | نطلب علي الأقل ثلاث ساعات يوميّاً من الصمت |
Argéntiere'in altındaki aygıtlar günde yarım metre hareket ettiğini gösteriyor. | Open Subtitles | بوضع أدوات قياس تحت الـ الأرجنتيير يظهر تحرّكها لنصف متر يوميّاً |
Burada bütün fiyatlarla birlikte, kısıtlamaları da bulursun, her gün değişir. | Open Subtitles | يحتوي هذا اللوح على الأسعار و الأمراض كلّها. وهي تتغير يوميّاً |
Ya da her gün sana mesaj atar hafta içi de ararım? | TED | أو ربما أن أراسلك يوميّاً وأتّصل بك في آخر الأسبوع؟ |
Burda ciddi birşey yok sadece Hergün karşılaştığımız küçük zorluklardan biri. | Open Subtitles | إنّه حقّاً لا شيء ذو أهميّة نحن لا نصادف مثل هذه المشاكل يوميّاً لا شيء بين العصابات |
Rehberlerin günde 16 saatten fazla çalışamayacakları ile ilgili bir bildiri aldım. | Open Subtitles | تلقيّت إنذارا مفاده أنه غير مسموح لي العمل لأكثر من 16 ساعة يوميّاً |
Bu otlar büyünün bağlayıcı elementleri. Bunları günde 2 kez alması gerekiyor. | Open Subtitles | هذه الأعشاب لازمة لاستمرار التعويذة، لا بد أن يتعاطاها مرّتين يوميّاً. |
Bu durumda günde 2400 kalori harcarım. | Open Subtitles | في هذا المناخ سأفقد 2400 سعرة حرارية يوميّاً. |
- İlk olarak kadınları günde bir kez banyoya götürüp duşa girmelerini ve dişlerini fırçalamalarını sağlayacağız. | Open Subtitles | دعونا ندخل النساء إلى الحمامات يوميّاً للإستحمام ولغسل أسنانهنْ |
Böylece günde 11.500 mg Niasin ile masada onlarla oturup muhabbet ediyordu, sanki hiç bir şey olmamış gibi. | Open Subtitles | فا بـ 11,500 ملغ من الـ(نياسين) يوميّاً كانت تجلس معهم على المائدة و تحادثهم. كما أن شيئً لم يكن. |
günde 12 bağırsak hareketi. | Open Subtitles | اثنتا عشر تقلّص في اﻷمعاء يوميّاً |
O yaraya günde 3 kere bakıyorum. | Open Subtitles | أتفقد ذلك الجرح 3 مرات يوميّاً |
günde 135lik Effexor kullanıyor. | Open Subtitles | هو يتناول 135 مليغرام يوميّاً من إفيكسر |
(Gülüşmeler) Bu çok basit. Sadece bunu hatırlayın. Kendinize bunu günde üç kez tekrar edin. | TED | (ضحك) قاعدةٌ بمنتهى البساطة، صحيح؟ ردّدوها ثلاثَ مرّاتٍ يوميّاً. |
Quinn'in kız arkadaşına göre bu turist cinayetleri şehre günde turistlerden gelecek olan 900.000 dolara mal oluyormuş. | Open Subtitles | لذا وفقاً لخليلة (كوين)، فإنّ جرائم العطلة هذه تكلّف المدينة 900 ألف دولار من السيّاح يوميّاً |
Pierce, şirket casusluğunu önlemek için günde iki kere telefonunu değiştiriyor. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} إنّه يُغيّر الهواتف مرّتين يوميّاً لتجنّب تجسّس الشركات. |
her gün dışarı çıkıyorum, balık yakalıyorum. | Open Subtitles | كلّا أنا أخرج يوميّاً و أصيد السّمك فأنا صيّاد |
9 terminal, 60.000 insan orada çalışıyor ve her gün 150.000 yolcu geçiyor. | Open Subtitles | تسع محطات، 60 ألف شخص يعمل هناك و150 ألف راكب يعبرون من هناك يوميّاً |
Hergün binlerce hasta tedavi eden bir hastaneyi yönetiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تديرينَ مشفى يعالجُ آلافَ المرضى يوميّاً |
Aslında modern fizikte, laboratuvarda Hergün üretilen negatif enerjilerin olduğunu biliyoruz -- küçük miktarlardaki negatif enerjiler çoğunlukla geçicidir, ama ne var ki negatif enerjidir. | Open Subtitles | لكن فى الواقِع ، فى الفيزياء الحديثة لدينا أمثال عن الطاقة السلبيّة التى تُبتَكر فى المُختبر يوميّاً |