-Tabi, Bir gün onu da yaparız. - Yarına ne dersin? | Open Subtitles | بالتأكيد، نحن يَجِبُ أَنْ نَعمَلُ ذلك في يومِ ما ماذا عَنْ غداً؟ |
Hayır. Oturup güzel Bir yemek yiyeceğiz. Bir gün. | Open Subtitles | لا , سنجلس ونتناول عشاء حقيقياًَ يومِ ما |
Ve Bir gün, bu boşluğu dolduracak doğru kadını bulacaksın. | Open Subtitles | وفي يومِ ما, ستتمكن من إيجاد المرأة المناسبة لتملأ ذلك الفراغ |
Söz yirmi gün içindi. Hala birkaç saatim daha var. | Open Subtitles | الوعد كَانَ 20 يومِ ما زالَ لَدي بضعة ساعات |
Bir gün eve döneceğinden çok emindi. | Open Subtitles | كان متأكداً بأنه سيعود للمنزل لنا في يومِ ما |
Bir gün gerçekten öldüreceklerini biliyordum. | Open Subtitles | وعرفت أنه في يومِ ما سيفعلوها في الحقيقة. |
Ki Bir gün bunun hesabını vereceksiniz. Sizi bu konuda temin ederim. | Open Subtitles | والذى ستدفعين ثمنه فى يومِ ما أعدُكِ بذلك |
Bay Jonas Bir gün Bay Moray'in ofisine çağırılacağımı söyledi. | Open Subtitles | السيد جوناس قال بأنني سأستدعى الى مكتب السيد موراي في يومِ ما |
Kendine bunun çoğunluğun iyiliği için olduğunu hatırlatıyorsun ve Bir gün seni affedeceklerini umuyorsun. | Open Subtitles | تذكر نفسك إن هذا لأجل الصالح العام و تأمل أن يصفح عنك في يومِ ما |
Bu varlıklar Bir gün Goa'uld'u yenik görme umudu taşıyanlar için Bir tehdit. | Open Subtitles | هذه الكائناتِ تهديد إلى كُلّ من يَتمنّى فى يومِ ما أن يَرى الـ * جواؤلد * مهَزومَين |
Bir gün bu olanlara güleceğiz, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | شنضحك على هذا في يومِ ما, تعلم؟ |
Bir gün, yarı insan olmanın seni zayıf kılmaktan ziyade Bir tanrıdan daha güçlü kıldığını göreceksin. | Open Subtitles | أنت تظنُ أن نصفكَ البشرى لا يؤهلُكَ إلى أن تُصبح معنا. سوف تتعلمُ فى يومِ ما أننصفكَالبشرى... |
Umarım Bir gün beni anlarsın. | Open Subtitles | آملُ فقط انكَ في يومِ ما ستفهم |
Bir gün çok değerli olacaklar. | Open Subtitles | سوف يكونون ذات قيمة يومِ ما. |
Ama sonra...Bir gün oluverdi, değil mi? | Open Subtitles | ثم... في يومِ ما تتوفر لنا، صحيح؟ |
Sonra, Bir gün oğlan, Akira'nın oğlu eve Genji kadını getirdi. | Open Subtitles | وبعدها في يومِ ما ذلك الفتى، إبنها (أكيرا) أحضر إمرأة من الـ(جينجي) للبيت |
Bir gün Transylvania'ya taşınacağımıza dair Andy'ye söz verdim ama o biz 100 yaşına gelince falan olur ancak. | Open Subtitles | لقد قطعت وعداً لـ (أندي) أنّنا في يومِ ما سننتقل إلى ترانسلفينيا ولكنّ ذلك لن يحدث حتى نبلغ 100 سنة |
Bir kere ona pasta getirdim ve gecelik ile kapıyı açtı. | Open Subtitles | لقد وصَلت إليها فطيرة في يومِ ما. و فتحت لي الباب بثوب نومها، و يا إلهي. |