Unidac endüstriyelin nerede olacağına karar veren açık arttırmanın olacağı yer. | Open Subtitles | هناك حيث من المقرر إقامة ''مزاد صناعات ''يونيداك |
Üstelik şu dava da ayarlandı, artık tüm dikkatimizi Unidac endüstrisine verebiliriz. | Open Subtitles | بجانب أنه بإنهاء القضية تلك، فيمكننا أن نركز اهتماماتنا على "صناعات (يونيداك)" |
Unidac endüstriyel adında bir şirketi almaya çalışan önemli birisi yani? | Open Subtitles | عملاق كان يبحث عن شراء شركة تُدعى صناعات (يونيداك) |
Söylemek istediğim tek şey; kocanızın Unidac endüstriyeli almaya çalıştığı ve rakipleri de her nedense sinek misali teker teker devriliyor olması. | Open Subtitles | حسنًا، فقط أن زوجكِ يبحث في شراء صناعات (يونيداك) ويبدو أن المنافسين يتساقطون |
Bay Steele Unidac endüstriyeli almaya çalışıyor. | Open Subtitles | السيّد (ستيل) يحاول شراء صناعات (يونيداك) |
Unidac endüstriyel alıcılarını hedef alan adamın adı Floyd Lawton. | Open Subtitles | ! (فلويد لاوتون) يستهدف مشتري أسهم صناعات (يونيداك) |
Walter, polis Unidac açık arttırmasına katılanların öldürüldüğünü söylemişti. | Open Subtitles | "والتر)، تفيد الشرطة بأنّ بعض) المزايدين على أسهم (يونيداك) قُتلوا" |
Unidac'la yapılacak birleşmenin bu haftanın sonuna kadar sonuçlandırılmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد إنهاء إجراءات دمج (يونيداك) بحلول نهاية هذا الأسبوع. |
Queen Holding Uygulamalı Bilimler Bölümü ve yakın zamanda devraldıkları Unidac Endüstri sayesinde kendimize hedef koyduğumuz Girişim'in meyve vermesine sadece birkaç ay kaldı. | Open Subtitles | بفضل قسم العلوم التطبيقية بشركة (كوين) الموحّدة (وحيازتها الأخيرة على صناعات (يونيداك فإن المشروع العام الذي وضعناه لأنفسنا سيجني ثماره خلال عدّة أشهر فقط |
Unidac Sanayi'nin bir sözcüsü bir açıklamanın yolda olduğunu söyledi. | Open Subtitles | متحدث بإسم صناعات (يونيداك) على وشك أن يدلي بتعليق. |
Basın sansürü istiyorum, kimsenin diğer okçudan haberi olmayacak ayrıca tüm Unidac çalışanlarının bir listesini alarak burada ne üzerinde çalıştıklarını bulmamız lazım. | Open Subtitles | لا أريد للصحافة أن تسمع عن النشاب الآخر. ونريد قائمة بجميع موظفي شركة (يونيداك)، لنعرف على ماذا يعملون هنا. |
Çünkü bildiğim tek şey Unidac'taki her kaydı Kopyacının ateşe verdiği. | Open Subtitles | لانّي لا أعرف سوى أنّ المقلّد أحرق كلّ تسجيل في شركة (يونيداك). |
Unidac Sanayi tarafından icat edilmiş. | Open Subtitles | لقد تمّ إختراع هذا الجهاز بواسطة شركة (يونيداك) للصناعات. |
Unidac sanayi hakkında bulabileceğin her şeyi istiyorum. | Open Subtitles | أريدكِ أن تبحثي عن كلّ ما يخص شركة (يونيداك) للصناعات. |
Unidac sismik ihlaller konusunda uzmanlaşmış küçük bir araştırma ve geliştirme şirketi. | Open Subtitles | (يونيداك) هي مؤسسة صغيرة للبحث والتنمية التكنولوجية. |
Suikastçın Unidac'taki o kişileri öldürmekte çok sessiz değildi. | Open Subtitles | قاتلك الأجير لم يحصَف بقتل أولئك الموظّفون في (يونيداك). |
Unidac kurbanlarından biriyle Merlyn Global'de bulunan biri arasında birkaç telefon görüşmesi bulduk. | Open Subtitles | رُصدت بضع مكالمات بين ضحايا (يونيداك) وأحد في شركة (ميرلن). |
Yani Merlyn'in Unidac'la bağlantısını birinin daha araştırdığını mı söylüyorsun? Evet, oldukça iyi biri. | Open Subtitles | أتقصد أنّ أحدًا غيرنا حاول تبيُّن الصلة بين شركة (ميرلن) و(يونيداك)؟ |
Malcolm Merlyn Glades'i Unidac Sanayi'nin teknolojisini kullanan insan yapımı bir deprem cihazıyla yıkmayı planlıyor. | Open Subtitles | (مالكوم ميرلن) يخطط لهدم (غلايدز) بزلزال إصطناعي... -بإستخدام تكنولوجيا من شركة (يونيداك ). |
Güvenilir kaynaklardan Malcolm Merlyn'in Unidac Sanayi tarafından yapılan bir çeşit deprem cihazı kullanarak Glades'i yok etmeyi planladığını öğrendim. | Open Subtitles | لقد وردتني معلومات من مصدر موثوق أنّ (مالكوم ميرلن) يخطط لهدم (غلايدز)... بإستخدام جهاز زلازل صنع في شركة (يونيداك). |