Ölüyken bile Gitmelerine izin vermiyorsun! | Open Subtitles | حتى في الموتِ أنت ما زِلتَ لا تتْركَهم يَذْهبونَ |
Öylece Gitmelerine izin veremeyiz. | Open Subtitles | لذا نحن لا نَستطيعُ فقط تَركنَاهم يَذْهبونَ. |
Gidiyorum, gidiyor, gidiyoruz, gidiyorlar. | Open Subtitles | أَذْهبُ، تَذْهبُ، نَذْهبُ، يَذْهبونَ. |
Gidiyorum, gidiyor, gidiyoruz, gidiyorlar. | Open Subtitles | أَذْهبُ، تَذْهبُ، نَذْهبُ، يَذْهبونَ. |
Davacı olmayacağız. Bırak gitsinler. | Open Subtitles | لَنْ نرفع دعوى ضدهم دعْهم يَذْهبونَ |
Bırakın gitsinler. | Open Subtitles | دعْهم يَذْهبونَ. |
Gordon, sen burada kal, gözün panoda olsun, bize nereye gittiklerini söyle. | Open Subtitles | جوردن، أبْقى هنا وراقبَ ما يحدث على الخريطة أخبرْنا أين يَذْهبونَ. |
Gitmelerine izin vermemiş. | Open Subtitles | لَكنَّه ابدا لم يَتْركَهم يَذْهبونَ |
- Lütfen eve Gitmelerine izin verme. | Open Subtitles | - رجاءً لا تَجْعلْهم يَذْهبونَ إلى البيت. |
Hiçbir yere Gitmelerine izin vermeyeceğiz. | Open Subtitles | لَنْ نَتْركَهم يَذْهبونَ إلى أيّ مكان. |
Gitmelerine izin verdim. | Open Subtitles | تَركتُهم يَذْهبونَ. |
İskeleye çark et. Gitmelerine izin vereceksin. | Open Subtitles | أنت سَتَتْركُهم يَذْهبونَ. |
İkinci dereceye gidiyorlar. | Open Subtitles | انهم يَذْهبونَ للمرحلة الثانية |
Oh anne, onlar sadece bovlinge gidiyorlar. | Open Subtitles | أوه، أمّ، هم فقط... هم يَذْهبونَ بولنجَ. |
- Ama onlar kiliseye gidiyorlar! - Onlar burada başka çiftlerle tanışıyorlar! | Open Subtitles | بالضبط لَكنَّهم يَذْهبونَ إلى الكنيسة |
Mandi ve Randi, sonbaharda Miami Üniversitesi'ne gidiyorlar. | Open Subtitles | هم يَذْهبونَ إلى جامعةِ في الخريف... |
Bırak gitsinler. | Open Subtitles | دعْهم يَذْهبونَ. |
Bırakın gitsinler! | Open Subtitles | دعْهم يَذْهبونَ |
Bırak gitsinler. | Open Subtitles | دعهم يَذْهبونَ. |
Yanlış tarafa gittiklerini söyle. | Open Subtitles | - يُخبرُ ' em هم يَذْهبونَ الطريقَ الخاطئَ. |