"يَعْملَ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• çalışmak
• çalışmaz
• yaramaz
• yaramayacak

Kimse şirket için çalışmak zorunda değil.
لا أحد يَجِبُ أَنْ يَعْملَ لشركة.

Bir profesyonelle çalışmak ne güzel.
لَيسَ هو رائعَ لكي يَعْملَ مَع a محترف؟

Doğru frekanslar olmazsa çalışmaz.
هو لَنْ يَعْملَ بدون التردداتِ الصحيحةِ.

Frasier Crane, prodüktörünü çalan bir radyoda çalışmaz dedim.
قُلتُ الذي فرايزر Crane ما كَانَ أَوْشَكَ أَنْ يَعْملَ لa محطة - الذي يَسْرقُ منتجَه بعيداً. - أوه.

İşe yaramaz.Ben Yanmış sienna kullandım.
لَنْ يَعْملَ. حَصلتُ على تربة سينا المحترقةِ.

-Bekleyin baba. -İşe yaramayacak Alan
لَنْ يَعْملَ الإشارة ضعيفة جداً لتحويلِ المعطيات

Ve bir kız olmayı dilemiş böylece çalışmak zorunda kalmayacakmış.
ثمّ تَمنّى بأنّه كَانَ a بنت... لذا هو ما كَانَ لِزاماً عليهِ أَنْ يَعْملَ.

Ve bir kız olmayı dilemiş böylece çalışmak zorunda kalmayacakmış.
ثمّ تَمنّى بأنّه كَانَ a بنت... لذا هو لَيْسَ مِنْ واجِبهِ أَنْ يَعْملَ.

Şey, sadece Steven'ın neden benim için klimalı bir ofiste, sigortalı bir işte çalışmak yerine egzoz dükkanında işe girdiğini görmeye geldim.
حَسناً، أنا فقط أردتُ رُؤية الذي steven يَأْخذُ a شغل في a دكان خمارِ بدلاً مِنْ أنْ يَعْملَ لmein مكتب بتكييف وa خطة راتب تقاعدي.

Onlar bile seninle çalışmaz.
الذي لا يَستطيعُ أَنْ يَعْملَ لَك.

Onlar için asla çalışmaz.
هو لَنْ يَعْملَ لهم.

çalışmaz.
هو لَنْ يَعْملَ.

Beni vazgeçirmek istiyorsan işe yaramaz.
إذا أنت تُحاولُ هَزّي، هو لَنْ يَعْملَ.

"Bana aptal güzel bir hat Ama işe yaramaz
كلام جميل حتي تخدعيني بة لَكنَّه لَنْ يَعْملَ عليّ "

Bu işe yaramaz.
الذي لَنْ يَعْملَ.

Ne yapmaya çalıştığını biliyorum ama işe yaramayacak.
أَعْرفُ ما أنت تُحاولُ أَنْ تَعمَلُ، وهو لَنْ يَعْملَ.

Ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum, ama bu herneyse işe yaramayacak.
أنا لا أَعْرفُ ما الذي تخطط له لكن مهما كان هو، فهو لَنْ يَعْملَ.

Silahlarınız ve sopalarınız artık işe yaramayacak.
أسلحتكَ وأعوادكَ سَوْفَ لَنْ يَعْملَ