Vücudunuzdaki her bir sıvı damlasını sürekli emer. | Open Subtitles | يَمتصُّ كُلّ قطرة مِنْ السائلِ الخارج من جسمِكَ |
Enerjiyi içeri emer, maddeyi dışarı salar. | Open Subtitles | تلك مفاصلِ التوسّعِ. يَمتصُّ طاقةً في. المسألة تَخْرجُ. |
Sarı ve yeşil zordur ama siyah, ışığın %100 'ünü emer. | Open Subtitles | الأصفر والأخضر قاسيُ، لكن الأسودَ يَمتصُّ 100 % الضوءِ. |
Nahoş olsa bile. | Open Subtitles | حتى عندما يَمتصُّ. |
Nahoş olsa bile, ha? | Open Subtitles | حتى عندما يَمتصُّ , huh؟ |
Pamuk: teri sünger gibi emer. | Open Subtitles | القطن، يَمتصُّ نَضحَ مثل a إسفنج. |