O kusursuz maskenin ardında, aslında gizlenmiş bir çirkinlik var. | Open Subtitles | هو فقط قُبح إختفى مِن قِبل يُتقنُ قناعاً. |
1980 yılında kusursuz bir sicille... hizmetten ayrıldığını söylediler. | Open Subtitles | هم قالَ بإِنَّهُ يَتْركُ القوةَ ظهر في 1980 مَع a يُتقنُ سجلاً. |
Ne kadar kusursuz? | Open Subtitles | كيف يُتقنُ هذا؟ |
Bak bu dünya kusursuz değil. | Open Subtitles | الموافقة؟ هو لَيسَ a يُتقنُ عالماً. |
Bu, tarihimizi korumadığımızda olanları gösteren mükemmel bir örnek. | Open Subtitles | هو يُتقنُ مثالَ الذي يَحْدثُ متى نحن لا نَحْمي تأريخَنا. |
O kusursuz dünyada olur! | Open Subtitles | في a يُتقنُ عالماً. |
Ve Hurkey hareketini kusursuz yapmıştım. | Open Subtitles | وأنا عَمِلتُ a يُتقنُ hurkey. |
Küp'ün enerjisinin, herhangi bir insan ya da uzaylı bir ırk tarafından saptanmaması için kullanılan mükemmel bir yöntem. | Open Subtitles | أي يُتقنُ الطريقَ لإخْفاء طاقتِه مِنْ أَنْ يُكتَشفَ مِن قِبل أي واحد بدلاً عن ذلك، أيّ نوع أجنبي على خارج. |
Binaların her bir köşesinin mükemmel bir kopyasını çizmiş. | Open Subtitles | هو يُتقنُ نسخة طبق الأصلَ أسفل لكُلّ شيء دون إستثناء يُطوّبُ على البناياتِ. |