Eski eşya dükkânlarının vitrinlerine bakıyordu. | Open Subtitles | كان يُحدق داخل نوافذ . متاجر الخردة تلك |
Bir gece onun odasındaydık büyük bir Farrah Fawcett posteri aşağı yatağa bakıyordu. | Open Subtitles | كنا بالأعلى في غرفته ذات ليلة. (بيج فري فوست بوستر) يُحدق في الفراش. |
Camın dışından bize bakıyordu. | Open Subtitles | خارج النافذة ، يُحدق بنـا. |
5 kere falan adamı kıçıma bakarken yakaladım. | Open Subtitles | أجل, رأيته وهو يُحدق بمؤخرتي تقريبًا خمس مرات. |
Masadaki herkes tüm gün vücudundaki dövmelere bakarken dinlenmek biraz zor oluyor. | Open Subtitles | إنه لمن الصعب إيجاد الراحة عندما يُحدق الجميع على الطاولة بصور لجسدك الموشوم طوال اليوم |
Çünkü her yemek yapışımda ya da aynaya bakışımda onu karşımda bana bakarken buluyordum. | Open Subtitles | ، أتعلمون ، لإنه في كل مرة أطهو وجبة أو أنظر إلى المرآة كان يتواجد هُناك يُحدق إلىّ |
Dışarıdaydı, bana bakıyordu. | Open Subtitles | لقد كان بالخارج ، يُحدق بي |