Ve en ufak şeylerin sana çok şey söyleyebileceğini keşfettim. | Open Subtitles | و قد اكتشفت أن أصغر الأمور يُمكنه أن يُخبركِ بالكثير |
sana asla söylemedi, ama yapmanı en çok sevdiği şeylerden biriydi. | Open Subtitles | لم يُخبركِ من قبل ، لكنها كانت من أفضل الأشياء التي قُمتِ بها كان معتاداً على التحدّث عنها كثيراً |
Hayatında ilk defa birisi sana doğruları söylüyor. Takip cihazının yanında bir öldürme çipi var. | Open Subtitles | هنالك أحدٌ يُخبركِ بالحقيقية هنالك شريحة قاتلة، بجانب المُتعقب |
Kimse size neden burada olduğunuzu söylemedi, değil mi? | Open Subtitles | لم يُخبركِ احد لما انتِ هنا ، اليس كذلك ؟ |
Vincent döndüğümü söylemedi mi? | Open Subtitles | ألم يُخبركِ فينسينت بأني عدت للمدينة ؟ |
Ben bir üzerimi değiştireceğim. Bu adam sana tüm havadisleri verecek. | Open Subtitles | ساذهب لأغيّر ملابسي، وسأدع هذا الرجل يُخبركِ بكلّ التفاصيل. |
Kaçacak kadar aklı başındaydı, ve bence bunu sana söylemeliyim. | Open Subtitles | حسناً ، إنّه لديه سرعة بديهية تمكنه من الهرب و أظن أن من شأن هذا أن يُخبركِ بشئ ما |
Yoksa evlenme teklif etmeden bunu sana söylememiş miydi? | Open Subtitles | أم لم يُخبركِ بذلك قبل أن يتقدم لخطبتك ؟ |
sana anlatmadigi çok sey var, bunu anladigini sanmiyorum. | Open Subtitles | لا أظنّ أنّكِ تفهمين مقدار ما لمْ يُخبركِ به. |
Anlaşılan sana cenazeyi anlatmamış. | Open Subtitles | واضح أنه لم يُخبركِ عن الجنازة |
Evet, annesi üst yönetimin bir üyesi. Bunu sana söylememiş miydi? | Open Subtitles | أجل، أمه عضوةٌ في "الإشراف" ألم يُخبركِ بذلك؟ |
Sence böyle davranarak sana ne söylemeye çalışıyordur? | Open Subtitles | ماذا تعتقدين أنّه يُخبركِ بسلوكه؟ |
Adını da söylemedi? | Open Subtitles | أو يُخبركِ إسمه ؟ |