Kelly, beni berbat kurabiyelerle zehirlemeye çalıştı, hepsi bu. Dedektifler seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | حاولت أن تسممنى ببسكويت فاسد فقط - المُحقق يُريد التحدث معك - |
D. yalnızca seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | الرجل يُريد التحدث فقط |
Seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | يُريد التحدث معك. |
Seninle konuşmak istiyormuş. Grant'ın malvarlığının onayı hakkında bir şeyler işte. | Open Subtitles | إنه يُريد التحدث معك، شيءٌ حول ممتلكات (غرانت)، ظهرت في محكمة الوصايا |
Seninle konuşmak istiyormuş. sadece seninle. | Open Subtitles | يُريد التحدث إليكِ أنتِ فحسب |
Seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | أنهُ يُريد التحدث معك |
Nikita ile konuşmak istiyor. | Open Subtitles | (كلا، إنه (مارتن (إنه يُريد التحدث مع (نيكيتا |
Yeğeniniz sizinle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | قريبكِ يُريد التحدث معكِ |
Seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | . و يُريد التحدث معك |
Bay Bishop bizimle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | السّيد (بيشوب) يُريد التحدث لنا |
Spiro seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | (سبيرو) يُريد التحدث معك. أصعد. |