Ancak yeni varmıştım. Bu mantıklı değil. | Open Subtitles | لقد وصلتُ إلى الفُندق للتو , هذا لا يُعقل |
Bu olayda hiçbir şey mantıklı değil ikici bebek nasıl kayboldu ve neden kimse aramadı. | Open Subtitles | كيف يُعقل لطفل مفقود ولا أحد يتصل من أجله ؟ |
Tatlım. 24 ve 18 yaşında çocuklarım olması mümkün mü? | Open Subtitles | حبيبتي، هل يُعقل أن لدي أبناء في عمر الـ24 والـ18؟ |
Bu içimde büyüyen şey ne ve bu nasıl mümkün olabiliyor? | Open Subtitles | أن تعرف ما هذا الشئ الذي ينموا في أحشائي وكيف يُعقل هذا ؟ |
Bu doğru olamaz tatlım. Eğer öyle bir şey olsaydı şu an dehşet içinde olurdum. | Open Subtitles | لا يُعقل أن يكون هذا صحيحاً يا حبيبتي ، لو أنه صحيح لكنت مرتعباً |
Ama imkansız. Kaportacıda internet bağlantısı yok. | Open Subtitles | ،لكن، هذا لا يُعقل لا يوجد أي إتصال بالسوق الألكتروني |
Sevgili kızım aşık bir kadın için bile mantıksız işler peşindesin. | Open Subtitles | يـا لكِ من مسكينة بالنسبةحتّىلإمرأةتُحب... في مثل هذه الحـالة لا يُعقل الوضـع الحـالي |
Zaten tek bir görüşmeden sonra pek mantıklı bir istek değil. | Open Subtitles | بعد اجتماعٍ واحد، ذلك ليس شيء يُعقل طلبه. |
Bu hiç mantıklı değil. İnsanlar bu resimlere bayılıyor. | Open Subtitles | هذا لا يُعقل , الناس تحب تلك اللوحات |
Cidden, bu hiç mantıklı değil. | Open Subtitles | ،بجدية .هذا لا يُعقل بالنسبة إلي |
Hiç mantıklı değil... ve işe yaramaz. | Open Subtitles | هذا لا يُعقل ولن يُفلح |
Bana mantıklı gelmedi. | Open Subtitles | هذا لا يُعقل بالنسبة لي |
Sonra elinde bir alev topu oluştuğunu gördüm. Bu nasıl mümkün olur? | Open Subtitles | ثمّ رأيتُه يمسك كرةً ناريّة في يدَيه، كيف يُعقل ذلك؟ |
Önceki konuşmamızda anlaşılmayan bir şey olması mümkün mü? | Open Subtitles | هل يُعقل أني لـم اكن واضحة عندما تحدثنا مبكراً؟ |
Aynı köprüde iki kere kaza yapmak kozmik olarak nasıl mümkün olabilir ki? | Open Subtitles | كيف يُعقل كونيًّا أن تُلمّ بكِ حادثتان على ذات الجسر؟ |
Bu nasıl mümkün olabilir? | Open Subtitles | 16,483 كيف يُعقل هذا ؟ علينا أن نحميك أنتي و جوي |
Bütün bunları dansa gitmek için yapmış olamaz. | Open Subtitles | أعني، لا يُعقل أن يكون هذا كلّه عن الرقص. |
Kansızlığa yakalanmış olamaz. | Open Subtitles | لا يُعقل أن يكون مصاب بفقر الدم |
Bu olamaz. Bu beni öldüren adam. | Open Subtitles | ذلك لا يُعقل, هذا الرجل هو من قتلني |
"Görünüşe bakılırsa bu amatör gencin ...bu iki şampiyonu yenmesi imkansız görünüyor." | Open Subtitles | هل يُعقل أن هذا الفتى الغير مُجرب أن يأمل في أن يهزم بطلين محنكين |
Turnuvada lider olmuş olması da çok mantıksız. | Open Subtitles | كما هذا لا يُعقل لقد كان يرأس البطولة |
Yaptığım her neydiyse hâlâ buna kızgın olamazsın. | Open Subtitles | لا يُعقل أنك لا تزالين غاضبة مما فعلته مهما كان. |
Sorumlulukları olan, patronum olan birinin bunu söylemesi inanılmaz. | Open Subtitles | لا يُعقل ذلك من الشخص الذي يُفترض أنه المسؤول الشخص الذي من المفترض أنه رئيسي |