"يُفترض بنا أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

• gerekiyor
• gerekiyordu

Bu olay gerçekleşmeden önce onun sesini duymamız gerekiyor çünkü öncesinde bir takım gümbürtüler duyuyorsunuz.
يُفترض بنا أن نسمع قدومه أولاً فله همهمة منخفضة

Hangi grubu takip etmemiz gerekiyor, efendim?
أية مجموعة يُفترض بنا أن نلحق بها يا سيّدي؟

Gizli cemiyetin öyle kalması gerektiğini hatırlatmam gerekiyor mu?
أيجب عليّ أن أذكّرك أنه يُفترض بنا أن نكون مُنظّمة سريّة؟

Vaughn'a mı? Biyolojik silahları izlememiz gerekiyordu.
كان يُفترض بنا أن نتعقب الأسلحة البيولوجية

Ölmüş olmamız gerekiyordu ama ölmedik şimdiyse değer verdiğimiz insanlar tek tek ortadan kayboluyorlar.
كان يُفترض بنا أن نموت و لكننا لمْ نمت و الآن الناس الذين نهتمّ بأمرهم يختفون الواحد تلو الآخر

20 saatimiz kaldı. Ne yapmamız gerekiyor?
حسناً ، لدينا الآن عشرين دقيقة ماذا يُفترض بنا أن نفعل ؟

Ne yapmamız gerekiyor?
حسنٌ, ماذا يُفترض بنا أن نفعل؟

O zamana kadar ne yapmamız gerekiyor?
وماذا يُفترض بنا أن نفعل حتى يجدوه؟

Tabii ki söylemez. Bilmememiz gerekiyor.
بالطبع لا لا يُفترض بنا أن نعلم

Yarın Kintel işine başlamamız gerekiyor.
يُفترض بنا أن نبدأ قضية (كينتل ويليامسون) غدا

- Peki ne yapmamız gerekiyor?
إذن ماذا يُفترض بنا أن نفعل؟

Kütüphaneyi temizlememiz gerekiyor.
يُفترض بنا أن ننظّف المكتبة

Antrenman yapmamız gerekiyor, değil mi?
يُفترض بنا أن نتدرّب، مفهوم؟

Beklememiz gerekiyor.
يُفترض بنا أن ننتظر.

Trout bizden nefret ediyor. Bırak bir olay yerini, karakola dahi adım atmamamız gerekiyor.
(تراوت) يكرهنا، والآن لا يُفترض بنا أن ندخل إلى مركز الشرطة فما بالك بمسرح جريمة.

Şimdi ne yapmamız gerekiyor?
ماذا يُفترض بنا أن نفعل؟

Ne yapmamız gerekiyor?
ماذا يُفترض بنا أن نفعل؟

Hayır, daha önce yaptığımız her şeyi yapmamız gerekiyordu.
لا، كان يُفترض بنا أن نفعل كل ما فعلناه

Bu şehre hâkim olmamız gerekiyordu.
يُفترض بنا أن نملك هذه المدينة

Katie ile asla birlikte olmamam gerekiyordu.
كاتي ) وأنا ، لم يكن) يُفترض بنا أن نكون سويا