Adımın size bir yararı olmaz. Bu, beni ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | اسمى لن يُفيد الأمر لا يخصنى |
Çığlık atmanın yararı yok! | Open Subtitles | الصراخ لن يُفيد. |
O şeylerin sokakta sana bir faydası olmaz. | Open Subtitles | لا شيء من ذلك يُفيد بشيءٍ في الشارع. |
- Soğutucu şeyinin şu an bir faydası yok. | Open Subtitles | -هذا الأمر المُتعلق ب"المُهدء"لا يُفيد |
Bağırmak işe yaramaz beyler! İyi bir girişten bahsediyordum sâdece. | Open Subtitles | ـ يا رفاق، الصراخ لن يُفيد بشيء ـ إنّي فقط أحاول المساعدة هنا |
Taşıyıcının bu kadar çabuk ölmesi virüsün bir işine yaramaz ki. | Open Subtitles | لن يُفيد الفيروس إذا قام بقَتل مُضيفة بسرعة. |
Olmaz. Cerrahın yararı olmaz. | Open Subtitles | لا، الطبيب لن يُفيد |
Rahatsız etmenin yararı olmaz. | Open Subtitles | إزعاجي لا يُفيد. |
Bunun Barry'e ne yararı var? | Open Subtitles | ماذا يُفيد (باري) لهذا؟ |
- Bunun da faydası olmayacak. | Open Subtitles | لن يُفيد ذلك الأمر على أى حال |
Dikil, dikil, yere yatmak bir işe yaramaz. | Open Subtitles | أنهض، أنهض. الأستلقاء لا يُفيد. |
Federaller Clay Davis'i alırsa, soruşturma Bond'un bir işine yaramaz, | Open Subtitles | (لو حصلت الـ(آف بي أي) على (كلاي دايفيس (لن يُفيد ذلك (بوند |
O işe yaramaz. | Open Subtitles | لكنه لا يُفيد. |