Kalabalık onu takip ederken Mandy dikkat çekmeden istediği yere gidermiş. | Open Subtitles | وتدع الحشد يُلاحقها حتى تخرج (ماندي) من دون أن يُلاحظها أحد. |
Gittiği her yerde ölümün onu takip ettiğini sanıyor. | Open Subtitles | هي تعتقد إن الموت يُلاحقها أينما ذهبت, |
- Ama katilin takip ettiğini biliyoruz. | Open Subtitles | لكننا نعرف أنّه كان يُلاحقها. |
Biggie Slim'in dediklerine bakarsak Naomi birisinin onu takip ettiğini biliyordu. | Open Subtitles | بناءً على ما قالته لـ(بيجي سليم)، عرفت (نعومي) أنّ شخصاً ما كان يُلاحقها. |