- Bugün yağmur vardı. - İnsanlar yağmurda garip davranırlar. | Open Subtitles | هو كَانَ يُمطرُ مطراً خفيفاً اليوم ويَتصرّفُ الناسَ بغرابة عندما يُمطرُ، |
Dışarıda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor ve Tanrı'nın bilmediği bir yerde kaldık. | Open Subtitles | الآن هو يُمطرُ خارج ونحن نَلْصقُ الله يَعْرفُ فقط أين. |
Bir gece, deli gibi yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | ليل واحد، رجل، هو كَانَ فقط يُمطرُ مثل يُمارسُ الجنس معه، رجل. |
Ben de yağdırmak istiyorum. | Open Subtitles | - أنا أوَدُّ أَنْ أَجْعلَه يُمطرُ. |
Kim demiş California'da yağmur yağmaz? | Open Subtitles | مَنْ قالَه لا يُمطرُ في كاليفورنيا؟ |
Ben ketum olmazsam, Tanganika'da yağmur yağmıyor demektir. | Open Subtitles | إذا أنا لا يُمكنُ أَنْ أكُونَ رصين، هو لا يُمطرُ في Tanganyika. |
-Sadece yağmur yağdığında. | Open Subtitles | فقط عندما يُمطرُ. أمطرَ ليلة أمس. |
Pazartesi gecesi yağmur yağıyor muydu? | Open Subtitles | هَلْ كان يُمطرُ ليلة الإثنينَ؟ |
Her şey bir yana, yağmur hiç dikkatini çekti mi? Bu, kötüye işaret. | Open Subtitles | لاحظَك، على قمةِ كُلّ شيءِ، هو يُمطرُ. |
Bazen yağmur yağdığında sığınağa geliyorum. | Open Subtitles | أَنْزلُ المخبأ أحياناً عندما يُمطرُ. |
Yarından sonraki gün yağmur yağabileceğini söylüyorlar. | Open Subtitles | يَقُولونَ، هو قَدْ يُمطرُ بعد غدٍ. |
yağmur yağacak dediler. | Open Subtitles | يَقُولونَ بأنّه قَدْ يُمطرُ. |
...sonra da yağmur yağdığında kurşun dağıtıyor. | Open Subtitles | وهو يُمطرُ... يَصْبُّ تقدّماً. |
Ve yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | وهو كَانَ يُمطرُ. |
Diyor ki, "yağmur yağıyor." | Open Subtitles | يَقُولُ: هو يُمطرُ |