Çünkü siz bir --- Ne olduğunuzu biliyorsunuz. Tutkunuzu takip etmeye korkuyorsunuz. | TED | إنه بسبب أنكم تعلمون ماذا تكونون أنتم تخافون من السعي نحو شغفكم |
--- Peter Gariel: Bu gün. June Cohen: Bu gün. İlk defa bahsediyorsunuz. | TED | جون:اليوم. هل هذه أول مرة تتحدثون عن هذا الأمر. |
DH: Her şey iyi mi, atmosfer, .. --- | TED | دان هولزمان : هل تشعر ان كل شيء على مايرام ؟ .. الجو المحيط ؟ |
Ve olan şuydu -- ve Altına Hücum yıllarca devam etti. | TED | والذي سيحدث هو . . أن هَجْمَة الذهب قد استمرت لأعوام. |
Bu yaklaşık 0.75, yani 1'den küçük -- ve buna alt doğrusal diyoruz. | TED | انها ثلاثة أرباع تقريباً وبالتالي هي أقل من واحد ونطلق عليها خط فرعي |
İşte burada karınca ayağı -- ve yakınen benzediği yapıştırıcı var. | TED | هذه هنا كما يبدو صورة مقربة هنا قدم النملة، وهنا الغراء. |
Ve bu da --- aslında kaynaklarınızı iyi kullanabilmek için kusursuz bir sistemdir çünkü bu --çok ucuzdur. | TED | وهذا يشبه، هذا نوعًا ما نظام بلا عيوب من حيث استخدام مواردك للحد الأقصى، لأن هذا رخيص جدًا. |
Burada, çocuklar kartları bir özelliklerine göre sınıflandırmak zorunda -- mesela şekline göre --- bir alışkanlık kazanana kadar defalarca. | TED | في هذه المهمة، على الأطفال فرز البطاقات على مستوى واحد من خلال أشكالها مرارًا وتكرارًا حتى تصبح لهم عادة. |
Çünkü diyor ki, bir kaz gibi düşünüyor --- ve aslında bunu kanıtladı, kendini beğenmişlik değil, kanıtladı bunu -- kazlar, küçük meralara hapsolduklarında yönetildiklerini düşünüyorlar. | TED | لانه كما أخبرني احس بأن الأوز واثبت ذلك لي ليس فقط كفكرة ولكن بالبرهان ان الاوز تحس بالتلاعب عندما يتم سجنها |
--- Bu kendini korumak için miydi, şantaj mıydı? | Open Subtitles | دعيني أرى .. هل فعلت ذلك لحماية نفسك أم لإبتزازه؟ |
--- Peter, bugün Los Angeles'takilerle öleceğini sanıyordu. | Open Subtitles | بيتر قال إعتقد أنك ستموت في لوس أنجيلوس مع كل شخص آخر هنا |
Ama burada ciddi bir hemşire azlığı var ve bütçemizide kısıyorlar ve --- | Open Subtitles | فلدينا نقص في الممرضات هناك و يقتطعون من الميزانية |
tanrım, çocuklar ve o soğuk algınlıkları, bu sadece --- acımasız bir döngü. | Open Subtitles | مرض الأطفال بالبرد إنها دورة الحياة القاسية |
Yine de keşke bina departmanındaki adamla konuşsaydın --- | Open Subtitles | ما زلت أتمنّى لو كنت تكلّمت مع هذا الرجل في قسم الإعمار، |
Amerika'nın favori boş zaman geçirme sistemini uygularken girmişti. Bovling oynadıktan son bizim en favori zaman geçirme sistemimizi uyguluyorduk --- hırsızlık. | Open Subtitles | بينما كنا نستمتع بتسلية أميركا المفضّلة وبعد لعب البولنغ كنا نستمتع بتسليتنا المفضّلة، السرقة |
Ve bu çocuk o köyde yaşayanlardan biriydi -- o zaman orada değildi -- ve bu, o olay üzerine yaptığı film. | TED | وهذا الطفل كان يعيش في تلك القرية ولم يكن هنالك حينها .. وهذا هو الفلم الذي قام بصنعه عن هذا الامر .. |
Ses, büyük ihtimalle oy getirir -- ve sonra belki de veto. | TED | ومع الصوت المسموع ربما يأتي التصويت، وربما يكون هناك أيضًا حق الفيتو. |
Sonra benzer bir şekilde, parainfluenza-3 ile enfekte ettik bu bir paramiksovirüs'tür -- ve burada küçük barkodu görüyorsunuz. | TED | و كما سبق نقلنا العدوى بفيروسُ الباراالانفلونزا 3 انها حُمّة النظائر المخاطية و كما ترون هناك شفرة خيطية صغيرة |
Hakikaten, teknolojiyi kullanarak bir şeyler yapmak -- ve her ne kadar alaycı sesimi kullansam da bunda ciddiyim yapmaya -- durun biraz. | TED | في الواقع، صنع الأشياء باستخدام التكنولوجيا – و أنا جاد هنا، على الرغم من أنني استخدم نبرة ساخرة – أنا لن – انتظروا. |
Ellerinde çok daha fazla problem, ve -- ve böylece. | Open Subtitles | سوف تكون لديهم مشكلة أكبر في أيديهم وأيضا, وكذلك نحن |