Dolayısıyla bir evrensel çevirmen aradık; birilerinin çoktan yapmış olacağını düşündüm. | TED | لذلك بحثنا عن مترجم عالمي; اعتقدت أنه سيكون شخص ما هناك. |
düşündüm de belki işler istediğin gibi gitmezse, kızgın ve mutsuz olurdun. | Open Subtitles | اعتقدت ربما إذا لم تقم بالأمر كما تريد ستكون حزين و تعيس |
İşe yarayacağını düşündüm ve denedim. Bu herif saçmalayan bir manyak. | Open Subtitles | حسنا لقد اعتقدت ان الأمر يستحق العناء هذا الرجل مهووس يهذي |
Fakat hep sanıyordum ki ilerleme kaydetmek için, esasında tüm beyni kopyalamam gerekiyor. | TED | ولكن أنا دائما ما اعتقدت أنه لنحقق التقدم يجب أن أصنع دماغًا بشريًا. |
Vay be, ben de cinayet belasına bulaşacağım tek yer New York sanıyordum. | Open Subtitles | يارجل, لقد اعتقدت ان نيويورك هي المكان الوحيد سينتهي بي المطاف بها مقتولاً |
- Neyse, bilmek istersin diye düşündüm. - Tamam, bu kadar yeter. | Open Subtitles | على ايه حال اعتقدت انه يجب ان تعرف حسنا هذا كل شيىء |
Çok korkmuştum. Kıpırdamadım. Ses çıkarmazsam bir şey olmayacağını düşündüm. | Open Subtitles | كنت خائفة جداً ولم أتحرك اعتقدت أن الأمور ستكون بخير |
İlanı verenin bu işte yeni olduğunu düşündüm, faturalarımı ödemek için paraya ihtiyacım olduğundan, Onu aradım ve buluştuk. | Open Subtitles | لذلك اعتقدت انه جديد فى هذا المجال وحيث انى كنت فى حاجة للمال لدفع الفواتير اتصلت به ودعوته ليأتى |
düşündüm ki,sen burada biraz feng shui yapabilir ve birşeyler varsa görebilirsin. | Open Subtitles | اعتقدت أنه بإمكانك اكتشاف الطاقات الروحية ومعرفة إن كان هنالك ما يحدث |
Ben sadece Ne yaptığımı bilmen gerektiğini düşündüm. Sadece masum bir meraktı. | Open Subtitles | اعتقدت انكى يجب بن تعرفى ما حدث انه فقط فضول بحسن نية |
Seni adam yakaladı eğer sizin için iyi görünüyorsun düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنه سيكون جيد بالنسبة لك إذا قبضت على القاتل |
Hayatım boyunca hep birilerini bekledim. Neden farklı olacağını düşündüm bilmiyorum. | Open Subtitles | هل تصدق أنني سأتحمله طوال عمري اعتقدت أن الأمور ستكون مختلفة |
Ama sen gittikten sonra düşündüm de belki birkaç kişi bana arkadaşlık edebilir. | Open Subtitles | لكن بما انك سوف تذهب اعتقدت انه ربما ان يأتي الي بعض الاصدقاء |
Ama gidip bir tonluk moloz yığınını aramanın kabalık olacağını düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت بأنها من الوقاحة الذهاب للتفتيش تحت ألف طن من الأنقاض |
Gerçekten böyle bir şey olduğunu görünce seni uyarmam gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | ، و كان حقيقياً و لذا اعتقدت أنه عليّ أن أحذرك |
Erkekçe bir yardıma ihtiyacın olabileceğini düşündüm, bu saçmalığı durdurmanı sağlayacak bir babaya. | Open Subtitles | اعتقدت أنك بحاجة إلى تأثير رجولي تحتاج أباً يجعلك تتوقّف عن هذا الهراء |
Oxford'dan sonra intikam almak isteyen bir K-Directorate ajanı sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت انه قد يكون من ال ك.ديريكتوريت يبحث عن الانتقام. |
Evet, biliyorum ama esas olayın istediğimiz zaman seyretmek olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | أعلم لكني اعتقدت أن العبرة هي أننـا نستطيع مشـاهدته متى نشـاء |
Senin arkadaşın olduğunu sanıyordum. - Her zaman anlaşmalar yapıyorsun. | Open Subtitles | . اعتقدت انه صديقك . انه يصنع صفقات طوال الوقت |
En üst katın ekstra lüks olduğunu sanıyordum. 62. kat. | Open Subtitles | اعتقدت أن الجناح الفاخر هو الطابق الأخير و رقمه 62 |
Ama sıcak yerlere gitmeyi sevdiğini böylece kısa şortlarını giymeyi sevdiğini sanıyordum. | Open Subtitles | لكني اعتقدت انك تحب الذهاب الى الاماكن الحاره حيث يمكنك ارتداء شورتاتك |